boyun eğmek dilin kaybına da yol açabilir. Lisan insanların en çok geliştirdiği aletlerden ve ustalıklardan biridir. Bir dil, halkları ten rengi, siyaset, dinsel inançlar ya da zenginlik kadar hızlı ve kolayca birleştirebilir ya da ayırabilir.
Bir dil insanlar için kökleşmiştir. Sanırım konuşulan bir dil o insanlara kimliklerini ve yaşarken neler yapmak istediklerini hatırlatır. Yani dilleri halkları şekillendirir.
Bir yeri fetheden komutanlar çoğu zaman aldıkları topraklarda konuşulan dilleri yok etmek ister, halk üzerinde baskı kurarlar. İngilizler İskoçya'yı istila edince Gal diline ne olduğunu bilirsin. Klanlara kendi dillerini konuşmak, geleneksel kıyafetlerini giymek ve hatta gayda çalmak bile yasaklandı. Fethedilen toprakların halkları kendi dillerini konuşamaz hale gelince tarihleriyle bağları da kopuyor.
o döneme ait bilgilerin büyük kısmı İskenderiye Kütüphanesi'nin tahrip edilmesiyle kaybolmuştu.
Tarihsel kayıtlara göre, İskenderiye Kütüphanesi'nde en azından yarım milyon parşömen tomarı bulunuyordu ve bunlarda o döneme ait matematik, astronomi bilgileri, eski haritalar, hayvancılık ve tarım bilgileri de dahil olmak üzere hemen her konuda
Milyon kere ölmüşüm ben
inanıp bekleyerek.
Odanın birinde tavandaki çatlaklara bakarak,
telefon bekleyerek, bir mektup, bir kapı çalışı, bir ses, bir nefes.
10 numara bir kitap. Sürekli tempolu aksiyonlu ve beni en çok içine çeken gizem kısımlarıyla oldukça akıcı dilli bir kitaptı. Bazı yerlerde hollywood flimlerindeki abartı sahneler olsa da tadında olmuş diyebilirim.