Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Avrupa ve Beşeriyet

Nikolay Trubetskoy

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Avrupalılaşma,yerküresindeki tüm milletlerin özgünlüklerinin törpülenerek yok edilmesi ve bütün bunların tek tip bir kültür ve hayat tarzına tâbi ettirilmesi sayesinde mümkündür.”s.72
Sayfa 72 - Küre yayınları
1990'lı yıllarda Avrasyacılığın yeniden gündeme gelmesi, Rusya'nın yine benzer meydan okumalarla karşılaşması ile doğrudan ilgili idi. Diğer bir ifade ile, 1900'lerdeki saiklerin benzerleri 1990'lı yıllarda da ortaya çıkmıştı. Bu saikler arasında, Sovyet kimliğinin ve düzeninin çöküşü, perestroykadan ve Batılı reformlardan verim alınamaması ve ülke içinde ayrılıkçı hareketlerin ortaya çıkışının yanısıra Müslüman/Türk azınlığın duyarlılığının artması, ayrıca yakın çevrede Pan-Türkçülüğün yükselişine yol açabilecek bir Türk kuşağının bağımsızlık kazanması vb. faktörler sayılabilir.
Reklam
"Rus Kültüründe Turani Unsur" isimli makalesinde Trubetskoy, Rus halkının ve kültürünün ortaya çıkışı sürecindeki Turani unsurların etkisine dikkat çekmekte ve bu bağlamda Doğu Slavlığı ile Turanlığın iç içe geçmesini Rus tarihinin başlıca faktörü olarak değerlendirmekteydi. "Damarlarında Turani kan akmayan neredeyse hiçbir Velikorus (Ruslar) ve Malorus (Ukrainler ve Beyaz Ruslar) yokken", diyordu Trubetskoy, "apaçıktır ki, doğru bir milli ben-idraki için biz Rusların bizde var olan Turani unsurun mevcudiyetini dikkate alması ve Turani kardeşlerimizi tanıması gerekmektedir."
"Evrensel bir medeniyetten bahsedilebilir mi? Yoksa kendine özgü özelliklere sahip ayrı ayrı medeniyetler mi var? Bu medeniyetlerin birbirlerinden ileri veya geri oldugundan söz edilebilir mi? Batı medeniyeti, yeryüzünde mevcut tüm diğer medeniyetlerden daha mütekamil midir? Bir halkın, diğer bir halk tarafından inşa edilmiş olan kültürü tam olarak benimsemesi, bu halkların birbiriyle antropolojik birleşmesi olmaksızın mümkün müdür? Batılılaşma, kaçınılmaz mıdır? İşte, son iki üç asırdır Batılılaşma sürecini tecrübe eden halkların entelektüellerinin cevap vermesi gereken can alıcı sorular. Avrupa ve Beşeriyet, Rus entelektüel Nikolay Trubetskoy’un 20. yüzyılın başlarında bu sorulara verdiği kısa ve öz cevaplardan oluşuyor. Dahası eser, Avrupa-merkezci düşünce tarzına yönelik en keskin tenkitleri dile getiriyor. Trubetskoy’un bu eser ile başlattığı tartışmalar Avrasyacılık ismini alacak olan yeni bir düşünce akımının ortaya çıkmasına vesile olmuş, bu bağlamda Avrupa ve Beşeriyet de bir nevi Avrasyacılığın manifestosuna dönüşmüştür.
Küre yayınları
“Özgüveni olmayanlar, kendisine az değer verenler ve kendini aşağılamaya alışkın olanlar kendi davranışlarında kararsız olmakta ve yeterli direnç gösterememekte, diğerlerine kendisine zarar vermeye imkan tanımakta ve nihayet daha kararlı ve özgüveni daha fazla -gerçi çoğu defa yeteneği çok daha az- olanların tam otoritesi altına girmektedirler.”
Bu arada, 1921 yılında Trubetskoy'un genç Rus muhacirlerden Petr Savitski, Petr Suvchinski ve Georgi Florovski ile birlikte Avrasyacılık fikir akımını kurduğu da kaydedilmelidir. Bu akım, Batılılaşma sürecine karşı hem bir alternatif sunmaya hem de Rusya'nın medeniyet kimliğini yeniden inşa etmeye çalışmaktaydı. 1928 yılında hareketin parçalanması sonrasında Trubetskoy hareket içindeki fiili faaliyetini durdurmuştur.
Sayfa 87 - Küre YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Akademik camiada da Trubetskoy'un yakınlarından pek çok kimse bulunuyordu. Sözgelimi, baba Sergey Nikolayeviç (1862-1905) felsefe tarihi profesörü olup XIX. asrın sonunda Rus düşünce hayatının önemli isimlerinden birisi haline gelmişti. Hatta Moskova Üniversitesi'nin 1905 yılında seçimle işbaşına gelen ilk rektörü unvanına sahipti. Amcalarından Yevgeniy Nikolayeviç meşhur filozof ve teoloji profesörü idi, diğer amcası Grigoriy Nikolayeviç de diplomat olarak Viyana, Berlin ve İstanbul gibi şehirlerde görev yapmış ve hatta Dışişleri Bakanlığı'nda Yakın Doğu Dairesi'nin başkanlığına getirilmişti.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.