“Noksanlık bire bağlı ikiliği, pozitifi ve negatifi doğurur. Pozitif noksan olduğu için negatifin varlığı, negatif noksan olduğu için pozitifin varlığı söz konusudur. Pozitif var olduğu için negatif, negatif var olduğu için pozitif vardır. Çekme olduğu için itme, itme olduğu için çekme vardır. Bireyi eğer bir alana, kaynağa, açıya çekecek kuvvet olmasa itecek kuvvette olmazdı. Hoşa gidecek söz olmasa hoşa gitmeyecek söz de olmazdı. Buysa bize harekette bir ve bütün özgü dengeyi ifade eder.”
“Denge ayrıştıran düalite hareketi, karşıtlık, itme-çekme başlar. birlik ve bütünlük ayrışır. Eldeki dengenin “karşıt denge üzerinden” mutlak dengeye adaptasyon yolunda sınanma yolculuğu başlar. Bu adaptasyon yolculuğundaysa evrenin aceleye hiç gereksinimi yoktur. Yaşamdaki hareket işleyişi olgunluk düzeyinin bütünselliğin şekline bürünür. “
Her birey var olduğu yaşamda hüküm süren hareket dizgesinin sınırları kapsamında potansiyel eşiğince uyum bağlamında dualite ile seyreder. Birey ancak hareketle özgünleşirse bu tasarıyı aşar. Bu da ancak harekette istenç ortaya koyacak olgunluğun özgü dengeye uyumlanmasıyla sağlanır.
Eve egemen veri yoğunluğunun benlik üzerinde oluşturduğu etkiye dikkat edilmelidir. Yüksüz temelli yapıya yaraşır görülmüş yük dengesine yönelik yoğun veri dayatması, benliğin tam zıttı yapıya eğilim göstermesine neden olabilecektir.
16 yıl boyunca aile içinde dayatılmış tüm değerler ve yaşam algısı, benliğin denklik açığına isabet etmiş, noksanlığını tamamlamış tek bir arkadaş, öğretmen, karşı cins ya da herhangi bir insan tarafından yapılanmaya uğratılabilecektir.
Her insanda armağan gibi gizli, bir sonraki yaşam biçiminde sergilemesi olası fakat bu dünya yaşamında ulaşması, farkına varması ve uyumlanması beklenen çok özel bir durum vardır. Bu ne pozitif ne de negatif bir durumdur. Etkisi ve niteliği ne pozitif ne de negatiftir. Bir insanın bu dünyada deneyimleyebi- leceği ve varacağı en bütün durumdur.