You can find Aydınlık ve Dindarlık books, Aydınlık ve Dindarlık quotes and quotes, Aydınlık ve Dindarlık authors, Aydınlık ve Dindarlık reviews and reviews on 1000Kitap.
Bismillahirrahmanirahim. Dinî aydınlık, dinî olmak ve aydın olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. Dinî aydınlar, hem moderniteyi, hem dini kendilerine dert edinen kişilerdir. Aydınlar genelde, gelenek ve modernite arasındaki sınırda hareket ederler. Bana göre “din” geleneğin, “bilim” de modernitenin en önemli ögesidir. Bilimlerden sadece temel bilimleri değil, belki bilim artı teknolojiyi ve bunların anası olan modern düşünceyi kastediyorum. Dolayısıyla dinî aydınlar yeni, yani modern bir düşünceye sahip olan dünyada, dini, akıl ve mantıkla savunulabilecek bir şekilde tanıtma ve böylelikle onu koruma yanlısıdır. Aslında, bu “dindar aydının” işidir. Ben Aydınlık ve Sırları Bilme kitabımda “dindar aydın”ın birçok özelliğini belirtmiştim. Bu özellikler bazen aydın özüne, bazen dinilik özüne bazen de dindar aydınların davranışlarına dayanıyor.
Gerçek şudur ki, "özgürlük", özellikle de “düşünce" alanında, o mutlakçı heveslerden nasiplenemez. Özgür düşünceden dem vuranların tümü, aslında kabul ettikleri düşüncelere engel ve ayakbağı olan düşücelerden azad olma amacı güden kişilerdir. "Olmayan bir yerden yürüyüşe çıkılamaz [ olmayan yer, yürüyüşün başlangıç noktası olamaz] ve bütün düşüncelerden azad olunamaz.“
Bu, oldukça temel hakikatlardan biridir. Hiçbir varlık var olmasını sağlayan esaslardan ve varlığının gereklerinden hiçbir zaman özgür olamaz.
Varsayın ki "özgür bir insan" olmak istiyorsunuz. İnsan kendi "insanlığından" azad olamaz ki! "Her şeyden ve bu arada insanlığımdan da özgür olmak istiyorum." diyen ve insanlığının ona ayakbağı olduğuna inanan kişi anlamsız sözler söylüyor demektir. Çünkü özgür olmakla sıfatlanabilmesi ve özgürlüğü tadabilmesi için ne de olsa bir mevcudun varlığına ihtiyaç vardır ve bu iş için kişinin kişi olarak var olması gereklidir. Eğer kişi kendini herşeyden ve bu arada var olmaktan da azad ederse, gayrı geriye özgürlüğü tadacak ve ondan istifade edecek biri kalmaz; Bu nedenle de, "mutlak düşünce özgürlüğünün de bir efsane olduğu", hiç kimsenin hiçbir zaman mutlak anlamda fikren özgür olmayacağı ve bu av'ı hiç kimsenin avlayamayacağı ortaya çıkmaktadır.