İkinci Dünya Savaşı yıllarının Avusturya’sı. Lise mezuniyetine altı ay kala Rusya’ya cepheye gönderilen ve savaşın sonunda bedeninin bir kısmını kaybederek dönen Josef… Henüz çocukken ayaklarıyla düzleştirdiği toprak zemini defter olarak kullanan, yaş aldıkça evrenini kitaplarla ören bir aile babası. Bacak protezinin yanı sıra kitaplarına yaslanan bir adam. Köknar ağaçlarının çevrelediği bir bina. Binanın en üst katında, pencereyi açtığınızda içeriye reçine kokusunun sızdığı mütevazı bir kütüphane. Yazar Monika Helfer, eserinde Alman edebiyatında “Zeitsprung” olarak adlandırılan “zamansal sıçrama” metodunu kullanıyor. Savaş sonrası dönemin çiçekli çayırlarına uzanmış halde gökyüzünü seyreden okur, kendisini bir anda ‘90’lı yıllarda Berlin’e doğru hareket eden bir trenin içinde bulabiliyor. Baba’da modern dünya ile Katolik kilisesi öğretisi arasında seyreden dalga boyu yüksek bir hikâyenin kapıları aralanıyor. “Yük kitabındaki karakterlerden bir kısmıyla yeniden karşılaşıyoruz. Yazar Monika Helfer, Baba ismini verdiği kitabında yaşamı gizem bulutu içinde geçen babasını anlatıyor. Kitapta trajedi, komedi ve absürtlük iç içe geçmiş halde işleniyor. Kitabın ana karakteri Alman edebiyatında tekrar tekrar karşılaştığımız biri: içine kapanık, egomanyak, savaştan dönmüş, savaş travmasını maddi saplantılarla telafi eden bir adam. Monika Helfer, herkesten yakın olduğunu düşündüklerinizin uzak yönlerini gün yüzüne çıkarıyor.” Christoph Schröder, Die Zeit “Kitapta çizilen aile portresi savaş sonrası erken dönem toplumuna ayna tutuyor. Hikâye, manik düzeyde kitap bağımlısı olan bir babanın etrafında gelişen olayları resmediyor.” Christel Wester, Deutschlandrundfunk “Basında büyük ve olumlu bir yankı uyandıran romanın yakın gelecekte Alman Kitap Ödülü listesinde yer alması doğru bir sonuç olacaktır.” Petra Reich, Literaturreich
Author:
Monika Helfer
Monika Helfer
Translator:
Arzu Akay
Arzu Akay
Estimated Reading Time: 4 hrs. 5 min.Page Number: 144Publication Date: 2024Publisher: Düşbaz
ISBN: 9786257425414Country: TürkiyeLanguage: Türkçe

Comments and Reviews

See All
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Hayatıma değen, bir şekilde yollarımızın kesiştiği pek çok insan hakkında bir şeyler söyleyebilirim. ‘Onu severdi, boyu uzundu, esmerdi, gülerken gözlerini kısardı’ gibi ufak detaylar da verebilirim. Ama söz konusu annem ve babam olunca uzun bir süre düşünürüm, kolay değildir çünkü anne-babayı anlatmak. Neyi anlatsanız başka bir şey çengel atar aklınıza, ‘şu da vardı, yok onu yanlış hatırladın’ cümleleri çınlar kulaklarınızda. Ama Monika Helfer bu konuda çok başarılı, Yük’te bize emanet ettiği karakterleri anlatmaya devam ediyor, en çok da kendisine Vati diye seslenilmesini istediği babasını. Öyle bir anlatıyor ki, sanki dışardan bir çift göz izliyor babayı, babanın hayallerini de yakalıyor iç çekişlerini de.. Monika Helfer, Yük’te beni çok etkilemişti. Baba’da da o duru anlatımını korumuş, bir aileyi parçalarına ayırıp; üzerinde güzellemeler yapmaksızın olduğu haliyle göstermiş. Yük ile peşi sıra okuyunca kuşak hikayesi okuyormuş hissi de oluştu. Severek okuduğum bir kuşak hikayesi hem de~ . Arzu Akay çevirisiyle~
Baba
BabaMonika Helfer · Düşbaz · 20249 okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.