Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Babailer İsyanı

Ahmet Yaşar Ocak

Babailer İsyanı Gönderileri

Babailer İsyanı kitaplarını, Babailer İsyanı sözleri ve alıntılarını, Babailer İsyanı yazarlarını, Babailer İsyanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ana kaynaklar üstünde çalışmalarından ve tarihçilik mesleğinden gelmediklerinden, bazen çok açık teknik ve tarihsel yanlışlar yapan, bazen anakronizme düşen bu yazarların birkaçının oldukça objektif yaklaşımına rağmen, hemen çoğunluğunun, ideolojik spekülasyona dayalı,tarihçilik açısından hiç de titiz olmayan yüzeysel yorumları tercih ettikleri dikkat çeker. Ana perspektif, tipik "ezen-ezilen" mücadelesidir. Bu pasajlarda özellikle üzerinde vurgu yapılan konular. (Köprülü'nün ve Hüseyin Hüsâmeddin'in etkisiyle) lider olarak Baba İshak, isyanın heterodoks karakteri, yalnız Türkmenlerin değil, Anadolu'daki her kesimden halkın katılmış olması, Selçuklu yönetiminin sömürücülüğü,vb. konulardır. Sünni kesme mensup yazarların kitaplarındaki babailer isyanı dair pasajlar ise, tıpkı yukarıdakiler gibi, profesyonel bir tarih perspektifinden bakmayan yarı ideolojik pasajlardır. Genelde Selçuklu yönetiminin zulmünü, isyanın haklı sebebi olarak değerlendirmekte, bu yüzden de Türkmenlerin yanında yer alan bir yaklaşım sergilemektedirler.
282 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ahmet Hoca alanında müstesna akademisyenlerden onun yazdığı her eseri tekrar ve tekrar okurum ve hiç sıkılmam akademik ve aydınlatıcı bir eser olan bu kitap onun Nirvana eserlerinden
Babailer İsyanı
Babailer İsyanıAhmet Yaşar Ocak · Dergah Yayınları · 2011127 okunma
Reklam
Türk Tarihi (İslam Sonrası & Cumhuriyet)
(Değerli arkadaşlar, okuduğum kitaplardan faydalı ve okunmaya değer bulduklarımı konularına göre ayırarak seriler halinde sizinle paylaşmak istedim. Kitapların değerlendirmesi tamamen kendi fikrime göredir, katı sağlamak isteyen olursa bana iletebilir; zira eklerken atladığım, görmediğim veya henüz okumadığım güzel kitaplar olabilir. İyi okumalar dilerim!)
Acaibu'l Makdur
Acaibu'l Makdur
(#29797182)
Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi
Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi
Divanü Lugati't Türk
Divanü Lugati't Türk
Osmanlı ve Modern Türkiye
Osmanlı ve Modern Türkiye
Türkiye'nin Yakın Tarihi
Türkiye'nin Yakın Tarihi
Türk Harf Devrimi Üzerine İncelemeler
Türk Harf Devrimi Üzerine İncelemeler
Boğaziçi'ne Sığınanlar
Boğaziçi'ne Sığınanlar
(#27640648)
İmparatorluğun Son Nefesi
İmparatorluğun Son Nefesi
(#27620521)
Anadolu'da İslamiyet
Anadolu'da İslamiyet
(#27659455)
Türk Hava Harp Sanayii Tarihi
Türk Hava Harp Sanayii Tarihi
(#27614806)
Babailer İsyanı
Babailer İsyanı
Muhtemelen XIII. yüzyılın ilk çeyreğinden sonra, devletin siyasi, ekonomik ve kültürel bakımlardan en parlak bir dönemde bulunmasına rağmen, toprak rejimi bozulmaya ve özel mülkiyet veya vakıflar, konar-göçerler için hayati önemi haiz müşterek mülkiyet aleyhine gelişmeye başladı. Bu bozulma, köylerde de hatır sayılır özel mülklere sahip bir toprak aristokrasisinin çıkmaya başlaması şeklinde görüldü. Bu toprak aristokratları köylüleri ırgat olarak kullanıyordu. Böylece, köylülerle devlet arasında bu büyük toprak sahiplerinden ibaret bir aracı sınıf meydana geldi.
Büyük bir çoğunluğu okuma yazma bilmeyen, sade zihniyetli ve ya şantılı, fakat o nisbette güç hayat şartları içinde bulunan bu insanlar, Sünni İslam'ın karmaşık ve anlaması güç bir takım inanç esaslarını ve abdest alarak günde beş vakit namaz kılmak, yahut Ramazan ayında bir ay oruç tutmak gibi , ancak yerleşik hayatın sağlayabileceği bir
IX. ve X. yüzyılda İslamiyet Orta Asya'da değişik bölgelerdeki Türk zümreleri arasına girmeye başladığı zaman, birbirinden farklı iki sosyo-kültürel ortama göre nitelik kazandı. Şehirli ahali tabii olarak bir yerde devamlı oturmaları sebebiyle, medreselerde işlenen ve öğretilen, ve tabiatıyla kitabi esaslara daha sadık bir İslam anlayışını, başka bir deyişle, ayrıca devletin resmi desteğini de sağlayan Sünni müslümanlığı benimsemişti. Konar-göçer Türkler ise, kendilerine önce İranlı, sonra da Türk süfiler tarafından getirilen tasavvuf ağırlıklı bir mistik müslümanlık anlayışını benimsediler.
Reklam
Tasavvuf, XIII. yüzyıl Anadolu'sunda, göçebe ve yarı göçebe çevrelerde de kuvvetli temsilciler buldu. Bozkırlarda göçebe, yarı göçebe bir hayat süren Türkmenler'le birlikte bulunan ve eski kam-ozanlara benzeyen babalar, medrese menşeyli fakihlerin öğrettiklerinden daha basit ve sade bir İslamiyet anlayışı yayıyorlar ve bu arada Anadolu'nun şartlarına uygun bir halk tasavvufunu da oluşturuyorlardı. Bu yüzden Türkmen babalarının telkin ettiği müslümanlık, bu çevrelerde münhasıran sade ve hurafelere yatkın bir suifilik biçiminde görüntüleniyordu. Bu bir çeşit halk İslamı idi ve bu halk islamı, daha ileride tartışacağımız üzere, Sünni nitelik taşımaktan çok, heterodoks bir niteliğe sahipti. Çünkü bu babaların hitap ettiği Türkmen boyları, henüz sathi bir şekilde islamlaşmış olduklarından, eski şaman inançlarını ve atalarıyla ilgili bir takım kültleri muhafaza etmekteydiler.
XIII. yüzyılın başlarına, hatta ilk çeyreğine gelinceye kadar durum bu merkezdeydi. Fakat, bu devirden itibaren, Moğol ist!Jasımnkiler de dahil olmak üzere yeni göç dalgaları, yeni nüfus artışı sebebiyle eskiden gelip hayatlarını düzene sokmuş olanların bu düzenini büyük bir ihtimalle alt üst etti. Arazi muhtemelen yetersiz hale geldiğinden hükumet yeni gelenleri yerleştirme hususunda zor durumda kalnuya başladı1 4. Ayrıca, yerleşik hayata geçip buna alışanlar, ellerindeki ekili arazileri yeni gelenlerle mer'a veya kışlak olarak paylaşmaya razı olmuyorlardı. Tabiatıyla bu da yenilerle eskiler arasında geçimsizliğe yol açıyordu. Bu tip kavgalar, hayvaniarına mer'a arayan ve hükümetin talimatını dinlemekten çok kendi bildiği gibi hareketi tercih eden Türkmenler arasında, Baba ResUl isyanından önce beliren genel memnuniyetsizliğin artmasında hatır sayılır bir etken oluşturmuş olmalıdır. Bu yüzden isyamn temelinde, bu basit ve sade insanların, her ne pahasına olursa olsun, yüzyıllardan beri alıştıkları konar-göçer hayatlarını sürdürme yolundaki sarsılmaz azimlerini aramak ve bunu önemli bir faktör olarak kabul etmek gerekir. Onlar kendilerini yerleşik hayat yaşayan kardeşlerinin arasında çok rahatsız hissediyorlardı.
Geri111
118 öğeden 111 ile 118 arasındakiler gösteriliyor.