Tesadüfen gözüme çarptı, kitabın ismi hoşuma gittiği için aldım. Keşke almasaydım, durduk yere sinirlerimi bozdu. Ne kadar başarısız bi ıssız adam karakteri. Olmaya çalışmış ama olamamış bi yeraltı edebiyatı. Kadınlar hakkında yazmış da yazmış, pirimiz kadınlar hakkında ne düşünse anında oluveriyor kitapta. Yarım bırakmayım dedim ama tahammül edilebilir gibi değil. Kadınlar hakkında ustalaştım havası veren ukala bi yazar. Modası geçti bu tiplerin.
Aferin sana. Şairleri sevmem. Kadın olması bir şey değiştirmez. Şair beladır. Onlarla içilmez. Teori tartışılmaz. Hayatta bakışlarındaki küstahlık yorar beni.
Açıkçası zamanında beş lira diye alıp okuduğum bir kitap. Yazarını tanımıyorum o yüzden yapacağım inceleme varsa eğer diğer eserlerinden bağımsız olacaktır. Hayatımda çok büyük bir değişiklik yarattı diyemem ama günümüzdeki çoğu insanın ruh halini açıklayan, kafa dağıtmak için okunabilecek bir kitap. Biriyle karşılıklı sohbet ediyormuşum gibi hissetmiştim okurken. Betimlemelerini çok güçlü bulmadım sıradan denilebilecek bir kitap.
"Bir kere bile kendini tekrar etmeyen o günler şimdi neden birbirinin benzeri geliyor bana?" E böyle bir alıntı görür de paylaşmaz mı insan, gündeme bu kadar yakışmışken der ve, Babam Freud'u Bilmeden Öldü'yü güzelce yorumlarım sizlere. Kitaba başlarken tamamen farklı beklentiler içerisindeydim. Örneğin; işin içine Freud girince, felsefik bilgiler, geçmiş çağlar, günümüzle gelecek ya da geçmiş karşılaştırması... Yani bu böyle uzar gider. Bekledim ama yoktu malesef. Neler vardı diyeceksiniz, bir adam, farklı kadınlar ve intihar... Böyle yorumlayınca kitabı hiç beğenmediğimi düşüncesiniz ama enteresan bir şekilde beğendim, beklentimi karşılamadığı halde. Cümlelerde fazlaca manidarlık vardı çünkü. Mesela " Ben basbayağı bağırıyormuşum, çığlık atıyormuşum. Hiç istemediğim şeyleri yapıyormuşum. Yine de birileri bana, Neden fısıltıyla anlatıyorsun bütün bunları? diye soruyordu." Bu alıntıyı çok beğendim.
.
Rahatsız olduğum tek konu argo kelimelerin sayısının fazla abartılmasıydı.
"İnsan çektirdiği her fotoğrafın hikayesini hatırlamalı, öyle iş olsun diye foroğraf makinesinin karşısında durmamalı, o anın bir değeri olmalı, hafızasına o pozu, fotoğraf çektirdiği mekanın rengini, havasını, kokusunu şifrelemeli," demiş karakter.
Cıvıkları, soytarıları, gevezeleri, tevazudan nasibini almamışları, tevazuyla cinayet işleyenlerin bir kalemde silebiliyorsun. Bunun için yalnızsın. Bu yüzden seni sevenlerin sayısı her geçen gün azalıyor.
Aferin sana. Şairleri sevmem. Kadın olması bir şey değiştirmez. Şair beladır. Onlarla içilmez. Teori tartışılmaz. Hayatta bakışlarındaki küstahlık yorar beni.