Gerçek şu ki, eşlerin birbirine ihtiyacı yoktur ve olması da gerekmez.
Eşlerin kendi duygusal ihtiyaçlarını çeşitli ilişkiler ve meşgalelerle giderebilme becerisine sahip yetişkinler olduğu varsayılır. Biz yetişkinlerin duygusal ihtiyaçlarının olmadığını söylemiyorum. Çünkü var. Her birimizin güvenlik, özdeğer, aidiyet ve işe yaramaya ihtiyacı var. Tıpkı kendimizden büyük bir şeye ait olmaya duyduğumuz derin ihtiyaç gibi. Demek istediğim şu ki, bütün bu duygusal ihtiyaçlarımızı tek bir kişiye yükleyemeyiz.
Özellikle bu kişi de aynı beklenti ve gereksinimleri bizim üzerimize yüklüyorsa.
NEREDEYSE HERKES EVLENMEK İSTER. Küçük kızlar büyük düğünlerin hayalini kurar; itiraf etmeseler de erkekler de hayallerinin kadınını düşler. Genç kadınlar bu yuva kurma isteğini daha da ileri taşır, bekarlığa veda ve bebeğe hazırlık partilerine coşkuyla katılır, sinemalara gelen bütün romantik komedileri keyifle izler. Bağlanma konusundaki yapmacık korkularına rağmen genç erkekler de bir ömür evli kalmaya değecek, hayallerindeki o kızı aramaya hevesle devam eder. Ve evet, o romantik komedileri onlar da izler.