Bağlanmanın Beş Seviyesi Gönderileri
Bağlanmanın Beş Seviyesi kitaplarını, Bağlanmanın Beş Seviyesi sözleri ve alıntılarını, Bağlanmanın Beş Seviyesi yazarlarını, Bağlanmanın Beş Seviyesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne vakit duygusal olarak altüst olsam, gerçek bildiğim bir şeyin sınanması gerektiğini bilirim.
Sayfa 102
Kişisel düşünüz vardır. Başka hiç kimse hayatı sizin bakış açınızdan yaşamanın nasıl bir şey olduğunu hiçbir zaman bilemeyecek....
Sayfa 23
Ben yalnızca söylediğimden sorumluyum, senin nasıl işittiğinden değil.
Sayfa 27Kitabı okudu
1. Sözünü özenle seç.
2. Hiçbir şeyi kişisel algılama.
3. Varsayımlarda bulunma.
4. Daima elinden gelenin en iyisini yap.
5. Kuşkucu ol ama dinlemeyi de bil.
Kendimi sevip kabul ettiğimde kendime iyi davranmak ve olabildiğince sağlıklı olmak isterim. İrademi egemenliği altına alan her ne ise ondan arınma özgürlüğüm de ancak o zaman vardır.
Ben yalnızca söylediğimden sorumluyum; senin nasıl işittiğinden değil.
Sevdiğiniz bir yemeği yemenin, birini kucaklayıp öpmenin ya da sadede hayatta olmanın ne zevk olduğunu kendi algınızla bilecek tek kişisiniz. Bu sizin Kişisel Düşünüz. Onu güzel bir cennet ya da kusursuz bir cehennem haline getirebilirsiniz; tüm bunların temeli neye inandığınız, ne düşündüğünüz ve ne bildiğinizdir.
Olduğum kişi gerçekten benim. Tam şu an mükemmelim ve hayatın tadına varmak için tüm gereken de bu.
Olduğun halinle kusursuz olduğunu anladığında her şeyin de olduğu gibi mükemmel olduğu göreceksin.
Bu işçi bana, onunla tartışmayı seçmem halinde bilgiye bağlılık oluşturacağımı, bunun da onunla hiçbir ilgisi olmadığını gösterdi. Bu bana seçme özgürlüğü verdi. İnancımla dosdoğru yüzleşebildim ve hem onu hem kendimi dinlemeyi sectim. Onun yaşama biçimi tercihinin benimki üzerine hiçbir etkisi yok. Bağlılıklarını bilgisinin onu nasıl belirlediğine görebilsem de buna karşı çıkmanın bana düşmediğinin farkındayım. 
Kendimize saygı duyduğumuzda başkalarının söyleyip yaptıklarını üzerimize almayız. Başka birinin hareketlerini kişisel bir hakaret olarak algılama cazibesine kapılırsak onların anlaşmasına evet diyerek kendimize saygımızı yitiririz.

Seçim özgürlüğü haklı ya da haksız olmak demek değildir; iletişim kanallarını açmak ve birbirimizle paylaştığımız bir topluluk yaratmak için insan olarak birbirimizi saymak demektir. Bir ideali fazlasıyla bağlandığımızda ilk yitirdiğimiz
saygıdır; önce çevremizdekiler, eninde sonunda da kendimizi saygı. Bakış açılarımız farklılaşa bilse de hepimiz aynı kaynaktan geliyoruz. Bizi tek ayıran, kendi bakış açımıza bağlılık ile başkalarının bunu paylaşmak zorunda olduğu inancına bağlılığımızdır. Birbirimizi sevgimize koşullar koymaya bu noktada başlarız, Buda çatışmanın kaynağıdır.