Balık ve Olta
Ali PasinerSözler ve Alıntılar
Deniz atı balığa benzemeyen garip bir yaratıktır. Boyu ortalama 12 cm'dir. Deniz atını tarif etmeye çalışırsak, “kafası at, kuyruğu maymun, kesesi kanguru, sert dış iskeleti böcek ve birbirinden bağımsız hareket eden gözleri bukalemun gibi” dememiz uygun olur.
Sayfa 120 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Köpek balıklarının bazı türleri, okyanuslarda seyreden gemileri izleyip atılan çöpleri yerler. Bu balıklar yakalandıkları zaman karınlarından postaldan at kafasına, yağ bidonundan fok balığına, yarısı kopmuş bir şiir kitabından üzerinde bir dizi anahtar bulunan anahtarlığa kadar, akla gelebilecek her türlü garip şey çıkmıştır.
Sayfa 15 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Dinamitle balık avlamak bir av tekniği değil bir cinayettir. Bilinçsizce ve hırsla yapılan bu tür hareketler sadece levreğin değil birçok balık türünün yok olmasına yol açmıştır. Akdeniz ve Ege'mizin o güzel sahillerinde beş-on yıl önceki yerli balıklar bu tür ilkel avlanma sonucu yok edilmiştir. Balıkçılıkta amaç yok etmek değil, mevsiminde ve aşırı olmayan bir şekilde avlanmaktır. Dünyanın pek az ülkesine nasip olan bu zenginliği bilmemiz, düşünmemiz anlamamız ve korumamız gerekir.
Sayfa 137 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Uyuşturan balığı 50 amperlik, 50-60 voltluk elektrik yayınlarıyla iri bir balığı öldürebilir. İri bir uyuşturan balığı 200 voltluk bir akım yaratabilir.
Bu balık eski Yunan ve Roma devirlerinde tıpta kullanılmıştır.
Romalı hekimler başağrısı, gut ve diğer hastalıkların tedavisinde uyuşturan balığından yararlanmışlardır. Bu tedavi sırasında, hasta canlı bir balığın üstüne çıkıp duruyor ya da canlı balığı şakaklarına bastırıyordu. Böylelikle balıktaki elektrik akımı hastanın vücuduna geçiyordu.
Sayfa 76 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Yaratmak ne kadar zorsa, yok etmek de o kadar kolay...
Sayfa 337 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Mersin balığının operculum bölümü beş adet ince ve sert zarla örtülüdür. Balık bu zar kapaklarını kapalı tutarak karada kırk-elli saat canlı kalabilir.
Sayfa 87 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Balıkların açlığa dayanabilme güçleri ise önemli ölçüde yüksektir. Örneğin yılanbalıkları, üreme devresinde hiç besin almadan bir yıldan fazla yaşayabilirler.
Sayfa 14 - Remzi KitabeviKitabı okudu