"Halka, özgürlüğe, devrime daha bilmem nelere șarkılar düzer oldular. Șarkılarla yüceltilen bu kavramlarsa, yüksele yüksele, soyut bir gökyüzüne kakılmıș sönük, șekilsiz takımyıldızlarına dönüștüler. Gerçeklikten çıktıkları için dokunulmaz oldular. Öylesine muhteșem bir uzaklığa itildiler ki bilmem nasıl sokulmalı onlara, nasıl sevmeli onları, nasıl yașamalı?"