Su şiirleri yazardı
bir zamanlar
bir damlayı
büyüte büyüte
ırmak eylerdi
denize akıtırdı
doğa'nın sırlarını
ve adam şimdi ucunda akşamın
dilinde şiirleri Orhan Veli'nin
doğmasını bekliyor ay'ın
fıstıklar arasından
Hızlı bir okur gibi çeviriyor
yapraklarını kitabın
ağaçtan hırsızlama inen
bir şirin rüzgar!
Belki böyle hızlı çevirmezdi
güz vurgunu kitabı
okuyup yazması olsaydı rüzgarın,
arada bir gökyüzüne bakar
düş süzer bulutlardan
ve meyvenin asi çocuğu
elma kurdunu severdi
Gece yırtıldı
göğü gördüm
şaşılası yakındı!
Yıldız toplardım
çocuk olsaydım!
Gece yırtıldı
denizi gördüm,
bir alev topuyla geldi
Gölcük'te Kavaklı'yı
Değirmendere' de
sahili yutan dalgalar!
Gece yırtıldı
çaresizliği gördüm,
batacak bir gemiydi sanki ev
öylesine korkunç sallandı
ve bütün sesleri boğdu
dipten gelen uğultu!
Gece yırtıldı
korkuyu gördüm,
savruldum oradan oraya
ve inanılmaz bir aşkla sarıldım
kırk yıllık kanma!
Sorsam en yaşlı güvercine:
Hiç konmuşluğun oldu mu
Bursa Hapishanesi'nin demirine,
tanır mıydın Nazım'ı?
Kimler yatmadı ki Bursa Hapishanesi'nde,
Örneğin Orhan Kemal, Balaban,
bir de Sait Faik Nilüfer Ovası'ndan ...
Ne zaman gözüme yumsam
bacağı kopuk bir E çıkıyor karşıma .. .
Düşümü hayra yoruyorum
hiç aklıma getirmeden
bir felaketi
diyorum, bu F bizim Feride olmalı
hiç unutamadığım
çocukluğumun ilk aşkı!
Bir çocuk, dikmiş maviş gözünü
boncuk boncuk F'ye bakıyor
sanki onun da ilk aşkıymış gibi Feride
baktıkça yüreğini pırpırlıyor.
Ne zaman gözümü kapasam
bacağı kopuk bir E çıkıyor karşıma
ama ne ferik elmasının F' sine benziyor
ne faytonun F'sine.
F'nin bahçesinde bir çocuk
çocuğun elinde fırıldak
istesem F' sini fırıldağın
çığlık çığlığa babasına koşacak.
Taksam E'ye kopu bacağını
kurtulsa F' den çocuğun babası.