Tavsiye ederken insanı düşündüren, endişelendiren sakıncalı ve uygunsuz olarak görülebilecek birkaç sayfası bir yana bırakıldığında okuduğum bu romanla ilgili şu ifadeleri rahatlıkla söylemek isterim. Romanda İslam’ın önemli rükünleri ve umdelerinin (Namaz, abdest, Kur’an tilaveti, İslam ahlakı, edeb, temizlik, adalet, hak, hukuk, doğruluk, cihad, vatan sevgisi, aile bağları, emri altındakilere iyi davranma, sevgi, saygı, ilim aşkı, arkadaşlık, dostluk gibi daha birçok husus) itina ile ve bence başarılı bir üslup içinde okurlara verilmekte, dahilde ve hariçte bulunan İslam, vatan ve millet düşmanlarına karşı daima uyanık ve hazırlıklı olunması gerektiği, her fırsatta İslam’a ve müslümanlara karşı çeşitli iftiralarla saldıran hristiyan aleminin sefilliği, sefihliği, çürümüşlüğü, zalimliği en çarpıcı örnekler ve akıcı bir üslup içinde aktarılmaktadır.. Ayrıca Anadolu’da sade bir vatandaşın çocuğu olarak Saltanat Makamı İstanbul’a gelip, Sarayın odunlarını temin eden bir baltacı eri olarak en alt seviyeden girdiği devlet kademesinde ilmi, ahlakı ve gayreti ile Devlet-i Aliyye-i Osmaniye’nin Sadrazamlık makamına kadar yükselen Baltacı Mehmet Paşa ile ilgili tarihi hatayı düzeltme gayreti takdire şayan bir husustur.