Basit Yaşam Sanatı
Shunmyō MasunoEn Yeni Basit Yaşam Sanatı Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Basit Yaşam Sanatı sözleri ve alıntılarını, en yeni Basit Yaşam Sanatı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kimileri fırsatları yakalar, kimileri uçup giden fırsatın arkasından bakar
Alın size bir Zen bilmecesi:
İki erik ağacı var. Biri, soğuk kış boyunca kendini hazırlar, bahar esintisi geldiğinde çiçek açmaya hazır olmak ister. Diğer ağaç, bahar rüzgârı estiğinde çiçek açmayı düşünür; bu ağaç kış ayazında titrerken birdenbire ılık rüzgâr esme-ye başlamıştır. Durmadan hazırlanan erik ağacı çiçeklerini pat diye açma fırsatını yakalamaya hazırdır, oysa diğeri andan faydalanmış ve çiçek açmaya hazırlanmaya başlamıştır.
Ertesi gün bahar rüzgârı diner, kış soğuğu geri gelir. Sonunda, hazırlıklarını ihmal eden ağacın çiçekleri o yıl açmayı başaramaz.İnsanlar da böyledir.
Kader rüzgârı hepimiz için esecek. Bir fırsattan en iyi şekilde faydalanıp faydalanmayacağınız, uzun vadede hayata kendinizi adamanız ve hazırlıklı olmanıza bağlıdır.
Sayfa 217Kitabı okudu
Yetiştirdiğiniz ürün büyüyüp canlandıkça bitmek bilmez bir mutluluk duyarsınız. Aynı zamanda rahatlarsınız. Şefkatinizi alan nesne size karşılığını, içine kattığınız sevgi ve şefkat kadar veriyordur.
Hatta yetiştirdiğiniz ürünün sizi temsil ettiğini bile düşünebilirsiniz. Bu olduğu zamansa, verdiğiniz şefkatin bir damlası bile boşa gitmemiştir.
Pazardan bir domates aldığınızda sizin için herhangi bir domatestir. Fakat kendi ellerinizle yetiştirdiğiniz bir domates, basit bir "malzeme" olmaktan çıkar.
Bir şeyi besleyip büyütme eylemi sırasında, bir şeylere değer veren, bakan bir zihin yapısını geliştiririz, başkalarına şefkat duyan bir zihin yapısını.
Sayfa 209Kitabı okudu
Para konusundaki garip şey şu: Paraya ne kadar bağlanırsak, elimizden o kadar kayıp gider. Parayı düşünmek yerine, daha yüksek amacımızla ilgilenmeliyiz."Topluma nasıl katkıda bulunurum? Bu dünya için nasıl faydalı olurum?" Bu sorular üstünde düşünerek harekete geçtiğinizde eninde sonunda paranın sizi bulduğunu göreceksiniz.
Sayfa 203Kitabı okudu
Nefesi içimize çekeriz, sonra veririz. İçimize çektiğimiz an şimdidir ancak nefesi verdiğimiz an, artık geçmiş olmuştur. Bir başka şekilde ifade edersek, bu ki- tabın önceki sayfalarını okuyan, geçmişteki sizdiniz. İlerleyen sayfaları okuduğunuzdaysa gelecekteki siz olacaksınız.
Sayfa 183Kitabı okudu
Atalarınız sayesinde bugün buradasınız. On kuşak geriye gitseniz, belki binden fazla atanızı bulursunuz. Yirmi ya da otuz nesil geriye gidebilseniz, kim bilir daha kaç kişi olurdu - belki bir milyondan fazla insan çıkardı. Bu gruptan bir kişiyi çıkarsanız, siz doğmamış olurdunuz.Bu şekilde düşününce ister istemez atalarınıza karşı minnet duyacaksınız. Burada olmanız sahiden bir mucize gibi görünür. Bu mucizenin farkına vardığımızda, hayatın kıymetini çok iyi anlarız.
Sayfa 179Kitabı okudu
Japon konukseverliği biraz daha farklıdır. Her şeyden önce Japonlar, mevsimin farkında olan bir mutfaktan hoşlanırlar.Ne servis edileceği, o zamanki mevsim tarafından belirlenir. Ve iki öge vardır: Tam mevsimi geçmek üzere olan bir şey, yani geçirdiğimiz zamanı çağrıştıran bir şey ve tam mevsime yeni gelmeye başlayan bir şey, yani eli kulağında, yaklaşan bir zamanı çağrıştıran bir yiyecek.Bir başka deyişle misafire hazırlanan yemekte bir önceki mevsimin son ürünü, şimdiki mevsimin en çok olan ürünü ve önümüzdeki mevsimin ilk ürünü servis edilir. Bu üçü, misafirin hazzı için zamanın akışını- geçmiş, şimdi ve gelecek yaratır.
Sayfa 175Kitabı okudu
Bir iş arkadaşınızın tek kelimesi size hançer gibi saplanabilir.Ancak negatif yorumlar çabucak unutulmalıdır. Bunu yapmanın en hünerli yolu da "hiç oralı olmamaktır."Zen haline ulaşmış kişi için, "Sekiz rüzgâr estiğinde bile kıpırdamaz" denir. Biz durum ne olursa olsun, etkilenmemek, istifimizi bozmamak için mücadele ederiz-hatta sakin ve iyi huylu olmaya niyet ederiz.Kendinizi bağlılıklarınızdan koparmayı deneyin. Sözlere de bağlı kalmayın. Bir insanla ilişkiniz gerildiğinde bile, o ilişkiye bağlı kalmayın. Mesafe koymaya çalışın.Özgürce yaşamak için, hiçbir şeyden etkilenmeyen bir zihne sahip olmalıyız.
Sayfa 163Kitabı okudu
talih de talihsizlik de aynı kökeni paylaşır. Nefret ve şefkat, aslında aynı şeydir.O halde onların gerçek doğası ne? Kısa ve öz olarak söylemek gerekirse, sizin kendi zihniniz. Tercihlerimiz, beğenilerimiz ve beğenmediklerimiz her şey zihnimizin bir ürünü. Zen Budizmi'nde deriz ki, "Aydınlanmaya ulaştığında sev- mek ya da sevmemek yoktur." Her şeyi oldukları gibi görebildiğimiz zaman, bizdeki hayranlık ve özel tutku yok olur.
Sayfa 161Kitabı okudu
SİYAH BEYAZ GRİ
Mesela her zaman doğru yanlış, siyah beyaz ayrımı değildir. Bir tarafta ya da öbür tarafta durmak yerine, orta yol fedakârlığı en iyisidir.
Sayfa 159Kitabı okudu
Bir çiçek açtığında kelebek onu doğal olarak bulur. Ağaçlar çiçeklendiğinde kuşlar dallarına kendiliğinden uçar ve yapraklar sararıp döküldüğünde, kuş sürüleri kaçar.İnsan ilişkileri de bundan pek farklı değildir.
Sayfa 157Kitabı okudu
"Kırk yılda bir"lafının gerçek anlamı
Tek bir karşılaşmaya konsantre olun
Görünüşe bakılırsa, bugünlerde insanlar yalnızca yüzeysel ilişkileri umursuyor. Ne kadar çok insan tanırlarsa, o kadar iyi. Anahtar, network yapmak. İş dünyasında elbette bu çok mühim.Ancak özel yaşamınızda arkadaş grubunuzun küçük olması fark etmez. Ben çevremde güvenebileceğim bir sürü insan olmasını beklemiyorum. Bir anlamlı ilişki geliştirmek, yüz tane elle tutulamaz bağlantının peşinde koşmaktan daha zenginleştiricidir. En azından bence.
Zen'den esinlenerek söylenmiş bir söz vardır: ichi-go ichi-e ya da "ömründe bir kere", veya "kırk yılda bir." Anlamı, her bir tanışmamıza kıymet vermeliyiz çünkü bir insanla belki ömrümüzde sadece bir kere karşılaşacak olabiliriz.Karşılaşmalarımızın ve buluşmalarımızın sayısını artıralım ya da daha çok arkadaşımız olsun demiyorum. Bir buluşmaya konsantre olun ve anlamlı bir ilişki kurun. Önemli olan bağlantı kurma sayınız değil, bağlantınızın derinliğidir!
Sayfa 153Kitabı okudu
Bahçelerde de,insan ilişkilerinde de esas olan uyumdur.
Bu ağacın ruh hali nasıl? Bu ağacı nasıl ekmeliyiz ki hangi pozisyonda, hangi yöne dönük- en göze hoş görünen özellikleri iyice meydana çıksın?Bir başka deyişle, her ağacın bireyselliğini takdir etmeli, sonra bunu yumuşatarak ifadeye çevirmeliyiz. Bir ağacın özünü anlarsak, onu bahçedeki diğer öğelerle ahenge sokabiliriz.İnsanlar arasındaki ilişkiler için de böyledir.
Kendi bireyselliğimizi ve başkalarının bireyselliğinifark etmeliyiz, böylece onlarla iyi geçinebiliriz. Bir başkasına göre adapte olmanın gerektiğini söylemiyoruz, ancak başkalarının iyi yanlarına odaklanırsanız, güzel ilişkiler kurabilirsiniz.
Sayfa 151Kitabı okudu
Doğal dünyayı elinizden geldiğince çok içinize çekin. Bunu yaparken kendinizin de doğanın bir parçası olduğunu fark edeceksiniz.Örneğin, gökyüzünde gördüğünüz bulutlardan boşalan yağmur bir nehre boşalır ya da sonunda bardağınıza girecek içme suyu olarak toprağa karışır. İşte bunlar, doğanın birbirine ne kadar çok bağlı olduğunu anladığınız anlardır.
Sayfa 135Kitabı okudu
Kyoto ve Nara'daki tapınaklar birçok ziyaretçinin uğrak yeridir. Bahçeleri yüzlerce yıllık. Bu bahçeleri gördüğümüz zaman hiç düşünmeden oturuveririz. Oysa ayaktayken ya da dolaşırken de seyredebiliriz, ancak her nedense içinde oturmak isteriz. Oturmak, derin düşünceyi besler.Oturup doğayla diyalog kurmayı deneyin.
Sayfa 133Kitabı okudu
Bugün etrafınızı saran eşyaları düşünün. Onların değerini bilin. Sizi onlarla bağlayan kesin bir şey var, onları alma sebebiniz. Onlara iyi bakın; onlara çok iyi davranın.Bir araba istiyor olabilirsiniz, o arabayı elde etmek için para biriktirirsiniz. Bunda bir sıkıntı yok. Önemli olan, sahip olduktan sonra ona sevgiyle davranmanız.Sizin bir parçanız olmuş, sizinle bağlantılı eşyaları düşünün. Kendisine bakmayan birini bulmak zordur; bir eşya edindiğinizde ve ona bakmaya başladığınızda aranızda bir sevgi bağı oluşacak. En önemli olan, size ait eşyalara karşı tavrınızdır.Aynı şeyleri yıllarca, on yıllarca kullanın. Onlarla geçirdi- ğiniz vakti seveceksiniz. İnsanlar ve eşyalar arasındaki bağlantıyı düşünün. İkisine de iyi davranın, kendinize iyi davranacağınız gibi.
Sayfa 131Kitabı okudu