Başkalarının Ne Düşündüğünden Sana Ne

Richard P. Feynman

Başkalarının Ne Düşündüğünden Sana Ne Quotes

You can find Başkalarının Ne Düşündüğünden Sana Ne quotes, Başkalarının Ne Düşündüğünden Sana Ne book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Reklam
Çılgın bir fizikçi kolay yetişmiyor :)
Yüksek lisanstakiler benim aptallıklarıma alışmıştı. Örneğin bir seferinde, biri odama girdiğinde "deney" sırasında kapımı kilitlemeyi unutmuştum beni üstümde kalın koyun postundan ceketim, sandalyede oturmuş kışın soğuğunda ardına kadar açık bir pencereden aşağı sarkarak bir elimde bir kap diğer elimle kabın içindekileri karıştırırken buldu. "Beni rahatsız etme! Beni rahatsız etme!" dedim. Jöle karıştırırken bir yandan da onu dikkatlice izliyordum: Eğer jöleyi soğukta sürekli karıştırırsam katılaşıp katılaşmayacağını merak etmiştim.
Haham Ispanyol Engizisyonuyla ilgili, Musevilerin gördüğü ağır işkencelerle ilgili bir öykü anlatıyordu. Adı Ruth olan özel bir insandan söz ediyordu, tam olarak ne yaptığından, hangi kanıtların ondan yana hangilerinin aleyhine olduğundan; tüm konuyu bir mahkeme kâtibi kaydetmişçesine anlatıyordu. Ben de masum bir çocuk olarak, her şeyi gerçekmiş gibi dinliyordum, çünkü haham aksiyle ilgili hiçbir şey söylememişti. Sonunda, haham Ruth'un hapiste nasıl öldüğünü anlattı: "Ve ölürken şöyle düşündü" falan filan. Bu benim için bir şok olmuştu. Ders bittiğinde, hahama gittim ve "Öldüğü sırada ne düşündüğünü nasıl biliyorlardı?" diye sordum. O da "Şey, tabii ki, Musevilerin neler çektiklerini daha canlı anlatmak için Ruth'un öyküsünü uydurduk. O gerçek bir kişi değildi" dedi. Bu benim için çok fazlaydı. Fena halde aldatılmış hissediyordum: Ben doğru öyküler istiyordum, başkaları tarafından uydurulmuş olanları değil; böylece ne anlama geldiklerine kendim karar verebiliyordum. Ama yetişkinlerle tartışmak benim için zordu. Tek yapabildiğim ağlamaktı. Ağlamaya başladım, o kadar üzülmüştüm.
Musevi olarak büyütüldüm; ailem her cuma havraya giderdi, bir süre "Pazar okulu" adını verdiğimiz şeye gönderilmiştim, ama aynı zamanda babam bana dünyayı da anlatırdı. Hahamın hiç rüzgâr yokken çalıların yapraklarının titrediğini anlatışını dinlerken bu mucizeyi gerçek hayata uyarlayıp, doğal olayların terimleriyle açıklamaya
Sevgi eğitir.
Hastane tam 66. karayolundaydı, Birleşik Devletleri boydan boya geçen ana yolda! "Bunu yapamam" dedim. "Yani, tüm o araba ve kamyonlar geçerken, kaldırımlarda yürüyen tüm o insanlar varken, orada durup çimenlerde biftek pişiremem!" "Başkalarının ne düşündüğünden sana ne!" (Arlene bununla bana işkence ediyordu!)
Reklam
"Sadece mükemmel olmayan düşünceleri hayal edebilirim, ama mükemmel olmayan da sadece mükemmeli referans alarak anlaşılabilir. Bu yüzden de mükemmelin var olması gerekir" Descartes
Bazen de bela geliyorum der :))
Bir keresinde, sahildeki grubumla partideydim ve gruptaki daha büyük yaştakilerden biri mutfakta bize kız arkadaşıyla birlikte uygulamalı olarak öpüşmeyi öğretiyordu: "Dudaklarınız böyle olmalı, tam şu açıyla, burunlarınız çarpışmasın diye" gibi bir şeyler. Ardından salona bir kız bulmaya gittim. Kolum kızın omzunda kanepede oturuyor, yeni sanatımı eyleme geçiriyordum ki, bir heyecan dalgası yayıldı: "Arlene geliyor! Arlene geliyor!
"Her insana cennetin kapısın anahtarı verilmiştir; aynı anahtar cehennemin kapısını da açar."
Sayfa 222
183 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.