Gökay Şahin Promeht Efsanesi'ni elime aldığımda düşündüğüm ilk şey Türk bir yazarın fantastik ve bilim kurgu türünde ne kadar başarılı olabileceğiydi. Fakat kitabı okumaya başladıktan sonra önyargımın ne derece yüksek olduğu konusunda bana bir ders vermeyi başardı. Okurken artık fantastik türünde kitap, dizi ve filmlerin fazlasıyla klişeye düştüğünü farkettim. Vampirler, kurt adamlar, büyücüler vb. şeylerden o kadar sıkılmıştım ki bu kitap benim için yeni bir dünyaya açılan pencere oldu. Kitapta kardeşler çok sıkıcı ve monoton bir hayat sürerken aniden gerçekleşen olaylar sonucunda kendilerini önce bir NASA projesinde ardından da bir kaza sonucunda farklı bir gezegendeki insanların son umudu olarak buluyorlar. Her ne kadar omuzlarında çok ağır bir yük olsa da hem iki kardeşin birbiriyle hem de orada yeni tanıştıkları ve kaderlerinin bağlı olduğu canlılar ile bağları o kadar kuvvetli ki okurken yanınızda sizinle savaşacak ve kalbini sizin kalbinize katacak birilerini arıyorsunuz. Okurken şaşırdığım unsurlardan birisi de kitabın bilimsel yönünün derinlemesine araştırılıp öyle işlenmesiydi. Yazar resmen her bir ayrıntıyı hesaba katarak kitabı fantastik öğelerin eşliğinde bilimsel gerçeklere dayandırmıştı ve bunu birçok yazarda göremiyorum. Son olarak aşağıya kitap hakkında en sevdiğim sözlerden birini bırakıyorum. Dilerim siz de bu kitaba bir şans verir benim gibi uçsuz bucaksız ufuklara yelken açarsınız. "Eğer ki karanlıkta kapana kısılır isen ışığı düşünmek seni karanlıktan azade edebilir, zaten karanlığı görenler, aslında ışığın yolunu bilenlerdir."

Başlangıç

BaşlangıçGökay Şahin · Karina Yayınevi · 20231 okunma