Batı'da Aşk ve Cinsellik
Georges DubySözler ve Alıntılar
Güzel, iyi alışkanlıkları olan gençleri sevmek: İşte bana göre duyarlı ve iyi bir insana yakışan budur; ama bu amaçla kiralanmış bir erkekle ilişki kurmak, ancak vahşi ve geleneklerden göreneklerden habersiz, cahil birisinin yapacağı iştir. Ayrıca çıkar gözetmeden sevilmenin güzel bir şey olduğunu, parayla kendini satmanın da aşağılık bir şey olduğunu söylüyorum.
Sayfa 58Kitabı okuyor
Hasta durmadan öksürüyorsa, sık sık dili dolaşıyorsa, kendi kendine konuşuyor, nedensiz yere ikide birde gülüyorsa… genel olarak bezginse, boğazı sıkışıyorsa, yemekten içmekten zevk almıyorsa, derin derin ah çekip “vah, zavallı kalbim!” diye inliyorsa “aşk hastalığına” yakalanmış demektir.
Sayfa 26Kitabı okuyor
Günümüzde kullanılan deyimle, son derece “maço” bir toplumda, kadının aşkta erkeğin gerçekten eşiti olabildiğini göstermektedir; kadın bir nesne, bir araç değil, gerçek bir eştir, bunun altını çizmek gerekir.
tüm yaradılış mitleri tanrıyı insana karşı aklama çabasıdır
İnsanoğlunun kopmaz, doğal bir parçası gibi gözüken, bu kadar bulaşıcı bir kötülüğün ilk kökeni ne olabilirdi? Yahve metninin yazanna ve onun Tann'sına inanan tüm diğer insanlara göre, Tann, insanoğlunu ilk başta kusursuz olmayan koşullar altında yaratmış olamazdı, böyle kötü koşulların yaratıcısı ve sorumlusu Tanrı olamazdı. Demek ki, Kötülüğün kaynağı da, insanoğlunun kendisindeydi, üstelik kötülük, doğamızın o kadar eski, o kadar derin bir parçası olarak görünüyordu ki, bu kaynak da, insanoğlunun yeryüzünde ilk ortaya çıktığı ana,
ilk çifte kadar uzanıyor olmalıydı.
İşte "ilk çiftin suçu"nun, "temel günah"ın derin anlamı budur, hem insanlarda kötülüğe karşı duyulan o evrensel eğilimi, hem de içinde yaşadıklan koşullann kötülüğünü
açıklamak için oluşturulmuş bir mittir bu. Eğer durumumuzun tek sorumlusu Yaradan olsaydı, bu koşullar da bu kadar kötü olmayacaktı. İlk çift yalnızca doğamızın değil, zaaflarımızın ve kötü talihimizin de kökenidir.
Sayfa 141Kitabı okudu
İlk ahlak şöyle diyordu. "Evlenmek, yurttaşın görevlerinden
biridir." İkincisi ise şöyle diyordu: "Namuslu bir insan olmak
istiyorsan, yalnızca çocuk yapmak için aşk yapmalısın; evlilik, cinsel zevklere yaramaz."
Gerçek bilgelik insanın günahlannı bastırması değildir, çünkü günahlar yaşamımızın tek mutluluğudur, onları bastırmaya kalkmak, kendi kendimizin celladı olmak demektir.
Ahlak, doğanın tanımadığı bir şeydi...
Sayfa 243 - İLETİŞİM YAYINEVİ