Her ne kadar okur olarak post-modern, postmodernizm ve modernizm kavramları zihnimizde tam olarak oturmamış olsa da eserin şeklen klasik romandan uzak olduğunu kavrayabiliyorum. Yazarın dil konusunda yetkin olduğunu , okur olarak ise birçok kere sözlüğe başvurmak zorunda kaldığımı belirtmeliyim. Bunun yanında metinlerarasılıkta sıkça farklı alanlara başvurmakta bir beis görmemiş. Kitap bittikten sonra sizi üçlemeyi okumaya, bunun yanında Kierkegaard, Alexis Carrel, Bergson ve birçok kafaya da başvurmanız konusunda teşvik etmeyi başarıyor.