Sonra gittin
Yarım kaldı türkümüz
Paslı bir maviye boğdun
Gözlerin renginde bir sevinci
Gittin yollar girdi araya
Duvarlar teller girdi
Kırkikindi yağmurları yok artık
Bozuldu bağlar
Şimdi hangi sayfasına başvursam
Bir sebep-sonuç ilişkisi buluyor hemen
Her satırı bir ‘tashih’le yaralı
Bir masalcı oluyor zaman
Ölümleri kutsuyor, yalanlar emziriyor
İnfazlar büyütüyor tarihin beşiğinde
Her köşebaşında kimlik soruyor benden
açıp yaramı gösteriyorum
Sen yüzünün haritasında koyaklar çiziyorsun
Gözlerinde sessizce yatak değiştiriyor bir nehir
Bir şarkı tek tek kusuyor notalarını
Ben orda yenik düşüyorum bir geleneğe
Anlamını yitiren her ne varsa bu kentte
Pıhtılaşmış kan renginde bir nakarata yazdırıyor adını
Birer alışkanlığa dönüşüyor durmadan
Ağıtlarla yitip giden bir ömre sonsöz oluyor
Yangınların içini boşalttığı eski evlerle
Giderek sana benziyor bu kent
Şimdi bir acının taksitlerini ödüyor zaman
Yazgıma bir şerh düşüyorum helalleşiyorum kendimle
Bir soru kipinin kaçınılmaz yanıtında gözlerin
Burçlarında kurşunlu mozaikler
İşte yangından arta kalan bedenim
Son fitili ateşleyebilirsin
Onu da sana bağışlıyorum.
“Aşksız geçen günleri düşmeli ömürlerden“
Akşamın buğulu dalgınlığında
gözlerinin ormanındayım yine
bir suzinak şarkıya kurulmuş bütün saatler
günlerdir peşim sıra susmak bilmiyor
ertelenmiş hüzünler dolaşıyor ayaklarıma
kantlanıp uçuyor bütün sevinçler
bu şehrin en tenha yeri kalbimdir şimdi
en güzel yeri çiçekçileri
bir demet nergiz aldım sana getiremedim
bugün newroz'du, oturdum hevalno'yu dinledim
tenimde bir ateş yandı günboyu
biliyorum seni sevmek yeni yalnızlıklardır
uzayıp giden bir çığlık, ince bir sızıdır
yoksa ömrünce borçlu kalırım aşka
seviyorum, seviyorum başka seçeneğim yok
yedeğimde yeni acılarım var, öderim diyetini
yeni yazgılar bulurum belki, şiirlere vururum kendimi
başımı kitaplara yaslarım
toplarım şarkılardan yasadışı aşkları sürerim alanlara
seviyorum
başka seçeneğim yok
yeter sınama beni.