Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bedoş Sözleri ve Alıntıları

Bedoş sözleri ve alıntılarını, Bedoş kitap alıntılarını, Bedoş en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başo Hanım, sarılıp bağrına bastı kızını. Üzüntüsünün nedenini gizlemek isteğiyle, "Anneler kimi zaman böyle ağlarlar yavrum," dedi. "Ağlamazlarsa yüreklerindeki ateş onları yakar, kül eder."
Sayfa 66 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bir taş attım arsaya Vardı gitti Bursa'ya Zamanenin kızları Bir okka pırasaya
Sayfa 149 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kız evlat dul kaldıktan sonra gerçekten sığamazmış baba evine.
Sayfa 141 - Can YayınlarıKitabı okudu
Zavallı kız, kocasının o korkunç hastalıktan kurtulamayacağını anladığı zaman, geçinemediği, bundan sonra da geçinemeyeceği üvey anasıyla bir çatı altında yaşamak zorunda kalmamak için, hastalığı kendisine bulaştırmaya çalışmış, kocasının kaşığıyla yemek yemiş, onun bardağıyla su içmişti. Ne ki, hastalık kendisine bulaşmamıştı.
Sayfa 139 - Can YayınlarıKitabı okudu
Sultan Selim, Fatih, Şehzadebaşı, Beyazıt, Süleymaniye, Sultanahmet, Ayasofya camilerinde mahyalar asılmıştı. Kimisinde "Yaşasın Büyük Kurtarıcımız Gazi Paşa!" kimisinde, "Yaşasın Barış!" kimisinde, "Muzaffer Ordumuza Selam!" tümceleri okunuyordu.
Sayfa 199 - Lozan Barışı ve İstanbul
Her şey savaşa ayak uydurmuştu işte. Şekerler eskiden küp biçimi iken şimdi kocaman birer gülle biçimini almıştı.
Sayfa 121
Reklam
"Biz Osmanlilar Viyana bozgunundan beri yenilmenin acısını unutamamışık. Yenelim deyi girdiğimiz her dövüşte alta düşmüşük."
Sayfa 15
Bayram Ağa, şimdi Gazi Paşa diye çağrılan Mustafa Kemal'in düşmanı Anadolu'dan sürüp çıkaracağı inancıyla gülüp söylüyordu.
Sayfa 193
Telefon toprak hattını onardık. Paşa'yı Ayastefanos Tayyare karargahıyla görüşmüştük Yüzbaşım! Mutfak talanından başkaca vukuatımız yoktur.
Tombalak aşçı: "Ni hikmetse, Paşa mutfağının yimekleri, esker kullarının bozından geçmiyor bi türlü." dedi.
Sayfa 56 - YAZKOKitabı okudu
Reklam
Bedoş, Recebin anlattıklarını iri iri açmış gözlerle dinledi. Ne ki, bu sözlerde olasılık göremedi. Allah Baba Atpazarı'ndaki boş arsada, ayaklar üzerine çakılmış barakada torunuyla barınan, Arnavut aşçının çöp fıçısına döktüğü yemek artıklarıyla geçinen, Yunanistan göçmeni yırtık pırtık Hasan Dede'ye; cami cami dolaşıp kendisini fukaralıktan kurtarması için gözyaşlarıyla yakaran kimsesiz Ayşe bacıya bile acımazken, bu koca kafalı hödük oğlana mı acıyacaktı da, istediğini verecekti?
"Dedem koymuş bana bu adı. Trenle geçerken Toros Dağları'nın güzelliğine bakıp hayran olmuş da, 'Bir doğa harikası bu, bir bedia,' demiş. "
Ankara'nın taşına bak Gözlerimin yaşına bak Biz Yunan'ı esir aldık Şu feleğin işine bak Pek şanlıyız
Sayfa 198
"𝐍𝐞ş𝐞𝐝𝐞𝐧 𝐧𝐢ş𝐚𝐧 𝐲𝐨𝐤 𝐡𝐢ç 𝐠ö𝐧ü𝐥𝐥𝐞𝐫𝐝𝐞 𝐇𝐞𝐩𝐬𝐢𝐧𝐢𝐧 ü𝐬𝐭ü𝐧𝐝𝐞 𝐛𝐢𝐫 𝐬𝐢𝐲𝐚𝐡 𝐩𝐞𝐫𝐝𝐞 𝐀𝐧𝐧𝐞 ç𝐨𝐜𝐮𝐤𝐥𝐚𝐫ı𝐧 𝐚𝐫𝐭ı𝐤 𝐮𝐲𝐚𝐧𝐝ı 𝐒ö𝐲𝐥𝐞 İ𝐳𝐦𝐢𝐫 𝐧𝐞𝐫𝐝𝐞, 𝐄𝐝𝐢𝐫𝐧𝐞 𝐧𝐞𝐫𝐝𝐞"
Eğer Tanrı merhametli olsa da duaları kabul etseydi, onca kadın Telli Baba'nın, ya da Denizabdal Dede'nin tüarbesine mum götürüp adak adarlar mıydı? Kasabanın evde kalmış kızına kocayı bile Telli Baba'nın gönderdiği söylemiyorlar mıydı komşu kadınlar?
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.