Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Belgrad 500 Yıl Sonra

Süha Umar

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Belediye Başkanının davetine olumlu yanıt verdim. Ancak bir küçük koşulum daha vardı. Osmanlı heyeti Karlofça'ya kadar, barış görüşmelerinin yapılacağı yere hep en son girerdi. Bu Osmanlı’nın diğer taraflara üstün olduğunun bir işaretiydi. İlk kez toprak kaybettiğimiz, Prof. Ortaylı’nın ifadesi ile “Sadece Osmanlı'nın değil, Avrupa tarihinin en önemli antlaşmalarından biri” olan Karlofça Antlaşması görüşmelerinin yapıldığı çadıra ise Osmanlı ve diğer taraflar, dört kapıdan, aynı anda girmişlerdi. Bu, Osmanlı'nın diğer ülkelere üstünlüğünün sona erdiğini gösteren önemli bir ayrıntı idi. Şimdi ben bunu sembolik de olsa eskiye döndürmek istiyordum. Yapabilirsem, 310 yıl süren, “Türkler bir daha Avrupa'ya girmesin" zihniyetinde bir mesaj olacaktı.filipovic sorun olmadığını söyledi.bu görüşmeleri yürüten asistanım ana şaşmış,kalmıştı artık bana çok farklı bakıyordu.
"dinlerin kitaplarını okuyup anlayana, 'ateist', Okuyup anlamayana, 'dindar', Hem okuyup,hem anlamayana, 'yobaz' denir." Bu sözler,okumaya yazması olmayan bir anne ile papaz bir babanın çocuğu,Sırp fizikçi Nikola Tesla'ya aittir.
Reklam
Türkler ve Sırplar 500 yıl birlikte yaşamış olmanın verdiği yakınlığın ve birbirinden çok şey almış olmanın rahatlığına sahiptirler. Sırpçada yaklaşık 8 bin Türkçe, Türkçede ise yaklaşık 3 bin Sırpça sözcük olduğu bilinir. Kale, Megdan (Meydan), Kapija (Kapı), Topçider (Topçu Deresi), Kava (Kahve), Dörtcol (Dört Yol), Kula (Kule), Sahat (Saat) Türkçeden Sırpçaya: Çar, Kraliçe, Despot, Izbe ise Sırpçadan Türkçeye geçmiş sözcüklere örneklerdir. Yeniçeri Ocağının ve Kapıkullarının ilk dilinin Sırpça olduğu söylenir ki şaşırtıcı değildir . Yeniçeri Ocağına, Kapıkullarına“devşirilen” çocukların büyük çoğunluğu Bati Balkanlar'dan, özellikle Sırbistan ve Bosna'dan gelir. Bu çocuklar devşirildiklerinde 10-11 yaşındadırlar ve ana dilleri olan Sırpçayı öğrenmişlerdir. Türkçe sonradan, İstanbul'da öğrendikleri ikinci dilleridir. Nobelli Sırp yazar İvo Andriç, Drina Köprüsü romanında, Sokollu Mehmet Paşa'nın, 11 yaşında iken, Bosna Hersek'in bugün Republika Sırpska bölgesinde kalan Sokol (Şahin) Köyünden, kafileyi perişan bakışlar ve gözyaşları içinde kilometrelerce izleyen annesinin yakarmaları arasında nasıl alınıp, götürüldüğünü çarpıcı bir dille anlatır.
Sayfa 132Kitabı okudu
Sırbistan her yönü ile güzel bir ülkedir. Gezip gördükçe bunu daha iyi anlıyordum. Dahası Sırbistan'ı tanıdıkça bu ülkenin ciddi bir turizm potansiyeline sahip olduğunu görüyordum. Bu, Türk turistler açısından daha da geçerli idi. Üstelik 2000'li yılların sonuna doğru AKP iktidar ile uyanan ve yerleştirmeye çalışanların bile ne olduğunu bildiğinden çok kuşku duyduğum, yüzeysel de olsa “Osmanlı ve Osmanlıcılık” me raki nedeniyle Sırbistan'ın bu potansiyeli daha da önem kazanıyordu. Ben ise konuya, iki ülke halkları arasında olduğu söylenen ama benim pek görmediğim düşmanlık duygularının giderilmesi, bu iki kadim ulusun birbirini daha iyi tanıması açısından bakıyordum.
Turgut Özal ile başlayan, Tansu Çiller ile devam eden nihayet AKP iktidarında, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, “Ben Türkiye’yi pazarlıyorum.” veya yine Maliye Bakanı Kemal Unakitan’ın, “Babalar gibi satarım.” ve son olarak Başbakan Davutoğlu’nun, Ocak 2015'te Büyükelçiler Konferansındaki ifadesi ile “Büyükelçilerimiz iş adamlarımızın emrindedir.” söylemleri gerçek zannediliyor. Bu doğru değildir.
Sayfa 168Kitabı okudu
Tabir yerinde ise bir gün “pat diye”, Diyanet İşleri Başkan Yardımcisi Mehmet Görmez, yanında Başbakanlık Dış İlişkiler Müsteşar Yardımcısı olduğu söylenen, İbrahim Kalın ile Belgrad'a geldi. İbrahim Kalın'ın daha önce adını bile duymamıştım. Hakan Fidan'dan boşalan göreve gelmiş. İlk bakışta, dostum Bekir Coşkun'un “badem” diye tanimladıklarından olduğu izlenimini veriyordu.
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Davutoğlu o gün öğle namazını, kentin küçük ama çok şirin bir camisinde kıldı. Ben girmedim çünkü resmi bir ziyaret sırasında camiye girip namaz kılmanın Müslümanlığın gereği olmadığını düşünüyordum. Ama baktım Bakan Özel Kaleminde çalışanlar ve Bakanlık Sözcüsü Burak Özügergin -sonra Hırvatistan'a büyükelçi olarak atandı- dâhil hepsi abdest alip namaza durdular. Çıktıklarında, “Bakan siyasetçi. Yanlıştır ama böyle bir gösteri yapmak gereğini duyabilir. Peki, size ne oluyor?” dediğimde başlarını öne eğip gülümsediler. Devir çok değişmişti.
Sayfa 148Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.