Olağanüstü konsantrasyon yeteneğiyle, bilmediği eserleri hızla öğrenmiş; hırslanmış, çalışmış ve öyle bir ivme yakalamıştı ki, tutkusuyla egosu doruğa tırmanmış, bir zincirin halkaları gibi başarılarını birbirine bağlamıştı. Her rejisörden, her orkestra şefinden, hele Serafin, Gui ve Gavazzeni gibi sanatına, hatta hayatına yön veren maestrolardan çok şey öğrenmişti.