*** TİMAŞ YAYINLARI baskısı üzerinedir:
“Aşka izin olduğu anda kirlidir, rezildir aşk. Bir an alışkanlık haline gelir, ama aynı anda aşk buhar olup uçmuştur.”
.
Böyle sert bir alıntı ile giriş yapmamın sebebi aslında hayatın da pek çok sert yanlarının olması. Aşk kirli ve rezil midir her daim? Sanmıyorum. Ama pek çok şeyi ellerimizle bizim kirlettiğimizi, onları fazla kaynatıp buhar olup uçmalarına neden olduğumuzu biliyorum. Knut Hamsun da hayatın o yanları ile yüz yüze gelmiş ve insanları da bu yüzleşmeye maruz bırakmak istemiş bir yazar. Açlık'ta karın ağrıları çekmiştim, açlık çekmenin aksine soğuk bir zeminde uzanıp sadece tavana bakmak istemiştim. Karanlık ve nem kokan bir odada. Benoni'de ise o oda sessizdi sessiz olmasına. Ama dışarıda fazla gürültü vardı. Benoni arada kalıp içine çekildikçe o sesler odaya doluştu. Hayatı basit ve kendiliğinden anlamlıyken, karmaşıklaştıkça anlam da dağıldı. Benoni onu okuduğumdan habersiz verandasında oturdu. Kazanıp kaybettiklerini düşündü, öfkelendi, hırslandı, kalbini yumuşattı..
.
Hamsun'u seçimleri sebebiyle sevmiyor olsam da karakter yaratma konusunda ne kadar iyi olduğu su götürmez. Benoni de sinikliğiyle, anlamsızlığıyla beni yakaladı . Aslında başı ve sonu parçalanmış bir eser okuyorsunuz. Büyük olaylar da yok. Birbirine tuzaklar kuran, birbirinin canını yakan, aşık olan-aşkından gidenlerin olduğu bir eser. Ve çokça Hamsun'un topraklarından izler taşıyor.
Çeviride Behçet Necatigil'in şiirsel dilinin olması sebebi dahi yeterli Benoni'yi okumaya. Kapak tasarımı yine çok başarılı ve yine Barış Şehri!