Okuduğum ilk Latife Tekin kitabıydı ve ne yazık ki yarım bıraktım. Yazarın yazım tarzına ne kadar denesem de alışamadım. O kadar kısa cümlelerle yazılmış ki kitabın hızına yetişmek, cümleleri birbiriyle ilişkilendirmek ve konunun bütünüyle anlamlandırmak mümkün değil. Bir sayfada alakalı alakasız onlarca şey oluyor ve hiçbir bütünlükleri yok. Marquez'in büyülü gerçeklik temasına benzetildiği için okumayı seçmiştim ama içerik olarak uygun olsa da yazım tarzı çok büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Latin Amerikalıların Marquez’i varsa bizim de Latife Tekin’imiz var. Yine masal tadında şahane bir kitaptı. Okumaya her ara verişimde nasıl bir düşünce şekli var ki bu kitapları yazabiliyor diye düşündüm. Kalemine zeval gelmesin.
Keyifli okumalar :)
#bercikristinçöpmasalları romanında; gecekondu insanlarının yaşamı, kalabalık bir kadro ve büyülü gerçekçi öğelerle bezenerek öyküleştirilmiş. Bu kalabalık kadro büyülü gerçekçiliğin edebiyattaki isim babası ve ustası Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’ını hatırlatıyor. Aslında roman, ortak özellikleri aynı mekanda yaşamak olan bu insanların, her biri