Ali Hazelwood ile çok büyük bir ortak noktamız var: ikimiz de 1.95, yapılı, dışardan black cat içerden golden retriever karakterli erkeklere bayılıyoruz. Belki de bu yüzden Ali'ın kitapları bana bu kadar hitap ediyor. Bir de akıcı kalemi ve eğlenceli kurgusu tabii...
Beyindeki aşk, yazarın okuduğum ikinci kitabı; ben de herkes gibi kendisiyle Aşk hipotezi kitabıyla tanıştım. Ve Adam karakterini ne kadar sevdiysem Levi karakterini de o kadar sevdim. Hatta torpil geçip Levi'ı bir tık daha sevmiş olabilirim malum Levi Ackerman... Lakin ben, yazarın kadın karakterlerinin de büyük bir hayranıyım ve üzülerek söylüyorum, normalde kadın ana karakterleri pek sevmem. Ama Ali'ın kadınları komik, zeki, ne istediğini bilen kadınlar. Onları okumak beni hiç yormuyor. Yalnız bu kitapta Bee ile ilgili sevmediğim bir şey vardı; biraz karikatürize bir karakterdi. Mor saçlı, feminist, vegan, kedilere aşırı düşkün... Tüm bu özelliklerle asssla sorunum yok ama lütfen yaa, hepsini bir araya toplayınca inanılmaz klişe karikatür bir karakter çıkmıyor mu ortaya?
Bir de bence yazarın dahili olduğu camiaya karşı söylemek istediği şeyler var ve bu kitap, romantik komediyle harmanlanmış bir manifesto. Hatta yer yer woke kültürüne fazlaca kaymış, Twitter ağzıyla yazılmıştı. Bundan pek hoşlanmadım. Manifestosunu daha yalın bir şekilde dile getirebilirdi. Tüm bunların haricinde okumaktan çok zevk aldığım, çok sevdiğim bir kitap oldu. Herkese tavsiye ediyorum...
8/10