Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Bağlamında Bilgiden, Bilimden Sistem Felsefesine

Bilgi Felsefesi

Alparslan Açıkgenç

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Allah'ın varlığı ve zâtı işlenirken, hedef insandır. Çünkü bütün bunlar, insana tanıtılmaktadır. Hidâyetin, imanın, uyarının, müjdelemenin, hepsinin asıl amacı insandır. Bu bakımdan bütün bu konular, mutlak âlem dahi olsa, beşeri kavramlar, kategoriler ve anlayışlar çerçevesinde anlatılmaktadır ki, insanlar anlayabilsin. Amaç insan olunca, insan da olgusal âlemin bir parçası olarak yaratıldığına göre, Allah'ın zâtı, mutlak âlem, varlığı ise, epistemolojik bir boyut olarak mutlak âlemden aşkın âleme uzanmış ve olgusal alandaki insana ulaşmıştır. Bu demektir ki, İslâmi çerçevenin bilgisel temeli olarak Allah'a iman her üç âlemi kuşatan bir hakikat olarak bizi insana getirmekte ve Allah'ı tanıdıktan sonra, şimdi kendi benliğimizi tanıyabileceğimizi bize hatırlatmaktadır.
Sayfa 185Kitabı okudu
Bilgi-ahlâki davranış ilişkisinin Sokratçı anlayışı, Eflatun'un felsefesinde de devam etmiştir. Ahlâki zayıflığın, kötü davranışlara yol açabileceğini ilk defa Aristo savunmuş ve böylece bilgi-davranış ilişkisini temelde kabul etmesine rağmen, Sokrat'ın “Bilgili kişi, fazıletli kişidir” (adeta otomatik olarak)3 görüşüne karşı çıkmıştır. Ancak Aristo, düşünce sisteminin temel yapısı olan İlk Felsefe'sine (metafizik) şu cümle ile başlamaktadır: “Bütün insanlar tabii olarak (fıtraten) bilmek isterler”? Böylece insan fıtratı ile bilgi arasında bir ilişki kurulmuş oldu. Aristo'nun bu görüşü, aynı zamanda onun insanı, “düşünen hayvan” olarak tanımlaması ile de uyum içerisindedir. Zira düşünmek, insan fıtratının bir unsuru ise -ki, bu durumda insanın tanımına dahil edilmesi gerekir- bilgi elde etmek, ancak düşünmekle mümkün olduğuna göre, bilginin de insan fıtratı ile doğrudan ilgili olması gerekir.
Reklam
İslam felsefesi, İslami çerçeve içerisinde geliştirilen kuramlar, görüşler ve sistemlerin bulunduğu düşünce birikimidir.
Şeytanın tuzakları ve hileleri, benliğimizin arzu ve emelleri ile birleşince kötülük eğilimi, adeta dayanılmaz bir duruma gelir. Bu durum, tamamıyla duygusal bir durumdur. Bundan kurtulmanın en emin yolu, akıl ile duyguları dizginlemek ise de aklın devreye girebilmesi için aksi yönde bazı duyguların da harekete geçirilmesi şarttır. Bu yüzden
Sayfa 221Kitabı okudu
Bence “hakka'l-yakin” derecesine çıkmamış bir imani bilgi, çok eksiktir; çünkü iman bilgisi temelde yaşantı ile gelmesi gereken zihinsel bir birikimdir ve bu bilginin yaşantısı duyusal düzeyde kalır da duygusal düzeyde zihne intikal ettirilmezse, çok kuru ve hatta birçok kere etkisiz kalır. Bu açıdan İslâm medeniyetinin en başarılı okulu, hiç şüphesiz ki, tasavvuftur. Fakat bizdeki tasavvuf ne yazık ki, imanı sadece duygusal bir mistik tecrübeye indirgemiş ve ne yazık ki, aynı zamanda zihinsel bir yaşantı haline getirememiştir. Halbuki imâni bilgi, hem duyular, hem de duygurlar tecrübesi ile birlikte verilen algısal verilerin bütünü ile zihinde düşünsel işleme tabi tutularak irade ve cüz'i ihtiyârinin (seçenek) tahakkuk etmesi ile oluşan aşkın bir bilgidir. Aşkın bilgidir; çünkü vahyin yol göstermesi olmazsa, ne duyular, ne de duygular tecrübesi bize bu bilgiyi vermezler. Bunların verebilecekleri tek şey, saf, içeriksiz fakat çok zevk verici bir mistik yaşantıdır. O halde iman, gerçekten yaşayarak elde edilen bir aşkın bilgi düzeyine ulaşırsa, sadece bir zevk olarak kalmaz; aynı zamanda o bilginin gereğini âleme yansıtma işlevine başlar. Böylece mü'min, kendini yeryüzünü imarla görevli bilir.
En genel anlamda Kur'ân, Bilginin sadece Allah'a ait olduğunu vurgular ve böylece birkaç ayette “Allah bilir, siz bilmezsiniz” (2/Bakara, 216, 232; 3/Âl-i İmrân, 66; 24/Nur, 19) diyerek Allah'ın mutlak bilgisi karşısında bizim bilgimizin göreceliğini ifade eder. Zira Allah, gizli, açık her şeyi bilir; göklerde ve yerlerde olan her şeyden haberdardır; O, hem gaybı, hem de şehadeti bilir (2/Bakara, 77, 235,255; A/Nisa, 63; 5/Mâide, 97, 99; 6/En'am, 59, 60; 9/Tevbe, 78; 10/Yunus, 18; 11/Hüd, 6; 16/Nahl, 19; 27/Neml, 65; 33/Ahzab,51;47/Muhammed, 19; 49/Hucurât, 16; vs). İnsana bilmediğini (vahiyle) öğreten de O'dur. (96/Alak, 9). Ayrıca Allah bilgisiyle her şeyi kuşatmıştır. (6/En'âm, 80; 7/Arâf, 19; 40/Mü'min, 7; 65/Talak, 12). Gerçek bilgi ise, Allah'a aittir “inneme'l-ilmu indallah“ (67/Mülk, 26). “Her bilenin üstünde daha iyi bilen biri vardır” (12/Yusuf, 76). Bilenlerin en üstünü ise, Mutlak Bilgin, “alim” olan Allah'tır. Bütün bu bilgi belirlemeleri, Aydın Bilgi dediğimiz vahiyle aydınlanmış bilginin nitelikleridir. Bunlardan somut ahlâki ilkelere geçişler de Kur'ân'da zikredilmiştir: “Bilmediğin bir şeyin ardına düşme” (17/isrâ, 36); diğer bir deyişle “hakkında bilgin olmayan şeyleri yol gösterici olarak seçme.” Yine Hz. Nüuh'a hitâben şöyle denmektedir: “Bik mediğin bir şeyi benden isteme” (11/Hud, 46).
Reklam
Genel çerçevede bilgi, bilgi olarak güzeldir ve iyidir. Ancak bu anlamda güzellik ve iyilik, mahzâ güzel ve iyidir; yani içinde hiç çirkinlik ve kötülük olmayan, saf güzellik ve iyiliktir. Bu bakımdan bilgide bizatihi çirkinlik, kötülük ve şer olamaz. Böylece, bilgili olan bir kimse çirkinlikten ve kötülükten, daha doğrusu çirkin ve kötü davranışlardan bilginin mahiyeti itibariyle uzaklaştırılmış olur. O halde bilgili olan kimse, kendinde iyi hasletleri, yani faziletleri (erdemleri) taşıvan kimse olacağından diyebiliriz ki, bilgi bizzat fazilettir (yani erdemdir). Böylece genel çerçevenin bilgisel bağlamında, bilginin değer ve önemini belirleyen çok önemli iki bilgi tanımı ile karşılaşmış durumdayız: 1. Bilgi, bizzat güzel ve iyidir (hayır). 2. Bilgi, bizzat fazilettir. Felsefe tarihinde bu her iki tanımlamayla da karşılaşmaktayız. Bunun en tipik örneğini “Hiç kimse bilerek yanlış yapmaz” diyen Sokra'ta görmekteyiz.* Özellikle Eflâtun'un, Protagoras, Lacbes, Euthypbron, Menon ve Devlet (1. Bölüm) gibi ilk dönem diyaloglarından anlaşıldığına göre, Sokrat, bilgi ile fazileti; cehâlet ile de faziletsızlıği özdeşleştirmektedir. Buna göre bilgi, ahlâki yaşantının bir vasıtası olarak algılanmaktadır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.