Bilim Çocuk - Sayı 133 (Ocak 2009)
Bilim Çocuk DergisiSözler ve Alıntılar
İtalya'daki bir doğa parkında, tek boynuzlu bir karaca dünyaya geldi.
“Sizi Bir Yerden Tanıyorum Ama...”
Araştırmalar, bazı insanların tanıştıkları kişilerin yüzlerini adlarından daha kolay anımsadıklarını göstreriyor. İsviçre'den araştırmacılar, bunun nedeninin, “oksitosin” adlı bir hormonla ilişkili olduğunu bulmuşlar. Yüzleri daha kolay anımsayan insanların bedeninde bu hormondan daha yüksek düzeylerde bulunuyormuş!
Ahtapotların sekiz kolu vardır. Yoksa, sekiz bacağı mı demeliydik? Bu konu biraz karışık! İngiltere'den araştırmacılar, ahtapotların bazı uzantılarını kol, bazılarınıysa bacak gibi kullandıklarını gözlemlemişler. Bir ahtapot, suyun içinde ilerlerken arkadaki iki kolunu kullanıyor: Çevresini keşfederkense öndeki iki bacağını. Ahtapotlar, her iki yanlarındaki birer kollarını da daha çok beslenirken kullanıyor.
Takımyıldızları oluşturan yıldızların birçoğu Dünyadan çok farklı uzaklıklardadır. Yeryüzünden bakıldığında sanki hepsi bizden aynı uzaklıktaymış gibi görünürler. Üstelik, hepsi gerçekte farkkı parlaklıktadır. Takımyıldızları öğrenmek gökyüzü gözlemciliğinin önemli bir parçasıdır. Çünkü, takımyıldızlar tıpkı bir rehber gibidir. Gökyüzünü bölümlere ayırırlar. Kuzey ve Güney Yarımkürede, toplam 88 takımyıldız bulunur. Herhangi bir gökcismini, hangi takımyıldızda olduğuna göre kolayca bulabiliriz. Gökcisimlerinin gökyüzündeki yerlerini gösteren gökyüzü haritalarında takımyıldızlara yer verilmesinin bir nedeni de budur.
Samanyolu'nda 100 milyardan fazla yıldız bulunur!
İki gözümüz olduğu halde çevremizdeki nesneleri çift görmeyiz. Bunu sağlayan, beynimizin “görüntüleri birlestirme” özelliğidir. Gözlerimizin her biri, çevredeki nesneleri ötekinden biraz daha Farklı bir açıdan görür. Sağ gözümüz sağ tarafı, sol gözümüz de sol tarafı daha geaiş açıdan görür. Beynimiz, sağ ve sol gözümüzden gelen iki görünfüyü birleştirir böylece üç boyutlu, tek bir görüntü algılarız. Beynimizin görüntüleri birleştirme özelliği, nesnelerin yakınlıgı ya da uzaklığını algılamamızı da sağlar.
Her kar yağışında dünyaya milyarlarca kar kris’rali düşer. Bu kristallerinin hiçbiri birbirinin aynı değildir. Kar kristallerinin biçim ve büyüklükleri, oluştukları ortama , bu ortamın sıcaklığına, yüksekliğine ve havadaki su buharının miktarına bağlı olarak farklılık gösterir. Örneğin, havada çok mikfarda su buharı varsa, kar kristalleri hızla dallanarak büyür. Böylece dantel gibi bir biçim alır. Havada su buharı azsa ya da yoksa daha sade biçimli kar kristalleri oluşur. Çok soğuk havalarda oluşan kar kristalleri de çubuk ya da iğne biçimindedir.