(...) Kanunların keşfi tabiatın akliliğine olan güvenden, yani tabiatın matematik kesinliğe uyacak bir düzene sahip olduğu kanaatinden
doğmaktadır.
(...)Geçen yüzyılın ikinci yarısında Mendéléef basit cisimlerin atom ve molekül ağırlıklarına göre bir cetvelini yaptı. Bu cetvel cisimler arasında bu yükselen vasıflar bakımından tam bir ahenk bulunduğunu gösterdi. Bu ahenk o kadar kesindi ki, cetvelde açık kalan yerlerde atom ve molekül ağırlığına göre mutlaka bazı cisimlerin bulunması gerektiği sonucunu çıkardı. Hatta teorik olarak varlığı kabul edilen, fakat tecrübe alanında bilinmeyen bu cisimlerin günün birinde keşfedilecekleri sağlam kanaati ile onlara önceden isimler bile verdi. Mendéléyev’in ekaluminium dediği ve bir gün mutlaka bulunacağını söylediği cisim hakikaten 1879 da scandium’un keşfi ile meydana çıktı.
Hilmi Ziya Ülken, Bilim Felsefesi, s.212