"Bilincimize uluşan bilgiler eksik ve genellikle güvenilmezdir. Ancak gözlerimizi içimize çevirip kendi derinliklerimize bakarsak kendimizi bilmeyi öğrenebiliriz."
Fedakârlık yapmak kendi sınırlarımızı ihlal ettirmeden başkası için bir şeyler yapmak ancak istemediğimizde, yorulduğumuzda ya da yeterince yaptığımıza inandığımızda durmaktır.
Çocuklukta aile içinden birilerinin fiziksel veya duygusal sorumluluğunu fazlasıyla üstlenmiş olmak, genellikle kişinin başka insanları kendisinden önde tutmayı öğrenmesi ile sonuçlanır
Bilinçaltındaki her bilgi, oluştuğu yaşın zihinsel ve ruhsal olgunluk seviyesini taşır. Bu yüzden bilinçaltını aşmak, şu andaki ruhsal olgunluk düzeyine ulaşmak demektir.
Erkekler kadınlara, kadınların erkeklere duyduğundan daha çok ihtiyaç duyarlar. Bunun fiziksel ve cinsel ihtiyaçlardan kaynaklandığı düşünülse de aslında duygusal bir ihtiyaç söz konusudur. Çünkü dünyayla ilk temasımızı bir kadınla, annemizle kurarız, yani duygusal aktarımımız önce annemizle olur. Bu duygusal aktarım kız çocukta zamanla kendine döner ancak erkek evlat için bu aktarımın bir başka lafınla ikame edilmesi gerekir. O kişi de sağlıklı ilişkilerde genellikle eştir.
Kendini yetersiz hissetme , yeni başarısızlıklardan korktuğu için adım atamama ve denemediği için gerçekten başarısız olma şeklindeki olumsuz döngüyü kırmak gerekir.
İnsanın adaletsizliğini, haksızlık ve kötülük yapabilme konusunda sınır tanımayışını görmek bizi umutsuzluğa sürükler. Varoluşsal ihtiyaçlarımızın karşılanamayacak olduğu endişesi yaratır.