Stefan Zweig ''Üç Büyük Usta'' adlı eserinde, Balzac'tan söz ederken olayları ne denli içselleştirdiğini göstermek adına, Balzac'ın yemek istediği ama ulaşamadığı yemekleri masa üstüne çizmesinden söz eder. Yine aynı şekilde hayatı boyunca duyularını kandırdığını, tutkularını güçlendirdiğini ve bunu karakterlere yansıttığını anlatır.
Eğer o kitabı okumamış olsaydım, bu kitapta ki Usta karakteri benim için yalnızca bir karakter olarak kalırdı. Fakat şuan net bir şekilde bu Balzac diyebilirim. Çünkü kitapta ki Usta karakteri ile sanatsal anlamda örtüşen çok fazla yönü var.
Usta karakteri, eserine karşı öylesine bir aşk besliyor ki, bu aşk saplantı derecesine varıp, herkesten saklamaya ve kıskanmaya hatta bu resmi göreni öldürmeyi göze almaya kadar gidiyor. Sanat üzerine çok başarılı tespitlerin, ders niteliğinde konuşmaların olduğu son derece güzel bir eser. Sanatçının içselliğinden ziyade direkt olarak sanat kavramının temelini ve içselliğini anlatmaya çalışan bir kitap. Bir sanatçının üretim aşamasını konu alıyor esasında, fakat yine tutkusunu ön plana çıkararak yapıyor bunu.Ayrıca kısa olmasına karşın son derece doyurucu bir eser.