Bin Yılın Göçü - Alpler Çağı (1.Cilt)

Hasan Erimez

Bin Yılın Göçü - Alpler Çağı (1.Cilt) Posts

You can find Bin Yılın Göçü - Alpler Çağı (1.Cilt) books, Bin Yılın Göçü - Alpler Çağı (1.Cilt) quotes and quotes, Bin Yılın Göçü - Alpler Çağı (1.Cilt) authors, Bin Yılın Göçü - Alpler Çağı (1.Cilt) reviews and reviews on 1000Kitap.
448 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
Bin Yılın Göçü (Alplar Çağı) | Kitap İncelemesi
Koşak Dede’nin kutsal taş masalı ile karşılıyor kitap bizleri. Oğuz’a devlet, beğlere kut veren Kutsal Taş masalı ile. Dilden dile dolaşan bu masalın Kayı’nın ve cümle Oğuz’un bin yıllık göçüne sebep olacağını bilemezdi tabi. Kitap gerçekten çok uzunca bir süreci anlatıyor bizlere. Küçük büyük Türk obalarının, İç ve Dış Oğuz’un diktiği dirlik ağacı etrafında devletli olma, kutsal taşı bulma ve bulunduğu yeri korumak için verdiği mücadeleleri çok güzel bir şekilde hikayeleştiriyor. Diğer beğlerin, hükümdarların oyunlarına gelen Kayı Beğleri’nin aynı göç destanında olduğu gibi göç kararını almalarına sebep olan o olayları çok güzel betimliyor ve destanlaştırıyor. Kitabı okurken kendinizi bazen beğ yerine bazen alp yerine koyuyorsunuz. O denli içine çeken bir kitap. Kitabın son bölümleri ise İslam’a girmeye çalışan Oğuz’ların neden İslam’a girmek istediklerini, bu yolda çektiği çileleri, acıları ve zorlukları sonrasında ise gaza aşkı ile Selçuk Beğ’in, Çağrı Beğ’in etrafında nasıl toplandıklarını anlatıyor. Yer yer garipsediğimiz birkaç uçkur meselesi olsa da nihayetinde o dönemin şartlarında yaşanabilir olaylardır diye tahmin ediyorum. Kitabın içinde eski Türkçe’den kelimelerin olması (sagu, kengeş, yelme, sığıtçı…) sizi kitabın ve dönemin içine daha da çok çekiyor. Alplar Çağı serinin birinci cildi olup ikinci cildi ise Gaziler Çağı’dır. Kitabı bitirir bitirmez İkinci cildin siparişini verdim bile Kitaba puanım 8.5/10'dur.
Bin Yılın Göçü - Alpler Çağı (1.Cilt)
Bin Yılın Göçü - Alpler Çağı (1.Cilt)Hasan Erimez · Ötüken Neşriyat · 201760 okunma
Ben tanık olacağıma oldum. Bak şimdi sende tanık ol. Bunların nasıl devlet kurduklarına hayret ediyordun. Bunlar işte böyle devlet olurlar. Kılıçları ve töreleri var. İkisi birbirinin dayanağıdır.Bir eğri iş, adamın boynunu kılıca götürür. Kılıç töreyi yerine getirir. Töreyi yerine getiren adam da devlet yüceltir. İster Çağrı’nın olsun ister başkasının. Sarayı da olmasa, toprağı da olmasa, emin ol ki; orada bir devlet yükselmiştir. Töreli adam ve de kılıcını konuşturmasını bilen adam devletli adamdır. Sen hala burada otur akıl kurcala, siyaset yürüt. Onlar orada bir kılıçla senin bütün siyasetini alaşağı ettiler…
Reklam
Çağrı Bey sanki Allahtan haberlenmiş gibiydi.Hem kılıcımıza hem beğimize güvendik. Ve buyruğu ile kör geceyi yırtarak karargâha hücum ettik. Say ki onlar Ebrehe’nin ordusu oldu, biz ebâbil kuşlarıydık.
Çinli ile kanlı bıçaklı olduğumuz çağlarda Bilge Kağan nâm atamız, “Çin’in tatlı sözüne ve ipeğine kanma” diye tembih etmiş. Ne bilge söz değil mi? Adı gibi adlanmış. Çin dediği say ki kamu düşmanlardır. İpek dediği say ki altundur, topraktır, maldır. Tatlı söz verip, mal vaat kılıp aklınızı çelmek isterler. Evvelce buna kananlar kamagın ölmüştür. Eğer kanarsanız siz de öleceksiniz…
Oğuz’da yiğit tükenmez. Devletli ve de kudretli ve hem dahi kağan arslan yalı cesaretli bir Oğuz, şol âleme düzen vermeye kadirdir. Tanrı da böyle bir Oğuz’u göndermeye kadirdir.
“Yook” dedi Fakı Baba, “ Şol âlemin düzene koyulması için bir Oğuz yiğidi çıksa dahi yeter.”
Reklam
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.