İnsanoğlu küstahça kendisini odak noktasına yerleştirirse, sonunda elinde sadece, hakikatle pragmatik bir ilişki kalır: İşe yarayan ve bize uygulamada başarı sağlayan şey ‘hakiki’dir.
Her şeyin başlangıcında bir varolan, yani “ens“ in (varolanın kendisi) bulunduğu aşikârdır. Varolanın daima sadece bir varolan olarak, belli bir şey olarak, yani “ Bir “ olarak ortaya çıkması daha az barizdir, ama biraz düşünmeyle akla yatar.
Belki de felsefe, insanın ne kadar her şeyin başında olduğunu en belirgin ve en kalıcı biçimde gösterir. Felsefe yapmak sonuç olarak, başlangıçta olmaktan başka bir şey demek değildir.