İnsanoğluna efendilik edenlerin, güttükleri aşağılık düsturun dünyanın her çağında, "hepsi, özümüzün; başkalarına zırnık bile yok" biçiminde olduğu anlaşılıyor.
Normalde insancıl arzuların tatmini demek,
arzulanan nesne veya olgunun bütün yönleriyle haşır neşir olmak demektir. Genelde hayal kırıklığı olarak kendini gösteren, arzular ile tatmin arasındaki uyumsuzluk da bu süreç nedeniyle ortaya çıkar. Eğer kazanılan para harcanmıyorsa, onun yerine para biriktirmenin ta kendisi bir amaç durumuna gelmişse, arzulanan para tutarına ulaşıldığında yukarıda söz edilen hayal kırıklığının para için geçerli olmadığı görülür. Çünkü, “[para] her türlü nitelikten yoksun olduğu için, değerli ya da değersiz herhangi bir nesne kadar coşku ya da hayal kırıklığı yaratamaz”