Bir Dilek Tut
Hacer YeniSözler ve Alıntılar
Kısmet kelimesinin sayısız anlamı vardı Türkçede.
Ama toplum olarak en çok değer vakfedilen anlam “koca”ydı. Kimse bir erkek için “Kısmetini bekliyor!“ demezdi. Çünkü o takdir eden kimseydi. Bir şeylerin takdir edildiği kişi kadındı. Kısmet, takdir edilendi. Kadının çok talibi varsa “Kısmeti açık”tı. Adamlar sürekli bir kaçış halinde ise “Kısmeti kapalı”ydı. Birileri kadının evlenmesini istemiyorsa ona büyü yapabilirdi. O zaman “Kısmeti bağlı” demekti. Hemen falcılara ve büyücülere koşulur kısmet açık hale getirilirdi.
Üçüncü dünya savaşı bendim aslında.
Çamaşırlar..
Beyaz, hep daha beyaz olmalı! Sakız gibi olmadı çamaşırlar. Astığınızda herkes hayran kalmalı.
Beyaz çamaşırların kör ettiği bir kadınlar ülkesi.
Kadınlar ve çamaşırları. Türkiye’de kadınlar en çok yıkadıkları çamaşırların beyazlığı ile gurur duyarlar.
Çamaşırlarını renklerine bakmadan daima 60 derecede yıkayan kadınlar… Daha temiz.
Hep uzun yıkama seçeneğinde yaşayanlar… Daha beyaz.
Bir saat süren yumuşatıcı seanslara… Daha yumuşak. Olmalı. Bir de güzel kokmalı.
Bakan hayran kalmalı.
Bir an üzüldü dolmuşlar için. Otobüs ya da metrobüslerden daha az kişi binerdi bunlara.Ülkenin arabesk müzik tarihi dolmuşlarda yazılmıştır zaten; en deli aşkları da şoförlerince yaşanmıştı. Dolmuşlarının yok olabileceği gerçeği içini acıtırdı hep bu yüzden...
Gözü mosmor bir kadın gördü. Belki de her gün yediği dayakdan o gün de nasiplenmiş bir yerlere gidiyordu. Nereye gidebilirdi ki? Babasının evine… Ne için? Kocası onu terk ettiğini düşünsün diye. Ne zamana kadar? Kocası gelip onu alıncaya kadar? Kocası ne zaman gelir?
İnsanlar görülmemek için giymiyordu artık. Şimdi tam tersine dönmüştü her şey. Görülmek için giymek gerekiyordu.
Müebbet bekleme cezasıyla cezalandırmaya karar verdim, dünyanın tüm bekletenlerini..