Bir Dilek Tut
Hacer YeniBir Dilek Tut Gönderileri
Bir Dilek Tut kitaplarını, Bir Dilek Tut sözleri ve alıntılarını, Bir Dilek Tut yazarlarını, Bir Dilek Tut yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Üçüncü dünya savaşı bendim aslında.
İnsanlar görülmemek için giymiyordu artık. Şimdi tam tersine dönmüştü her şey. Görülmek için giymek gerekiyordu.
Müebbet bekleme cezasıyla cezalandırmaya karar verdim, dünyanın tüm bekletenlerini..
Bu Ülkedeki Türkler nedense Türkçe müzik dinlemenin “kıro” bir durum olduğuna inanırdı.
Kısmet kelimesinin sayısız anlamı vardı Türkçede.
Ama toplum olarak en çok değer vakfedilen anlam “koca”ydı. Kimse bir erkek için “Kısmetini bekliyor!“ demezdi. Çünkü o takdir eden kimseydi. Bir şeylerin takdir edildiği kişi kadındı. Kısmet, takdir edilendi. Kadının çok talibi varsa “Kısmeti açık”tı. Adamlar sürekli bir kaçış halinde ise “Kısmeti kapalı”ydı. Birileri kadının evlenmesini istemiyorsa ona büyü yapabilirdi. O zaman “Kısmeti bağlı” demekti. Hemen falcılara ve büyücülere koşulur kısmet açık hale getirilirdi.
Bir an üzüldü dolmuşlar için. Otobüs ya da metrobüslerden daha az kişi binerdi bunlara.Ülkenin arabesk müzik tarihi dolmuşlarda yazılmıştır zaten; en deli aşkları da şoförlerince yaşanmıştı. Dolmuşlarının yok olabileceği gerçeği içini acıtırdı hep bu yüzden...
Gözü mosmor bir kadın gördü. Belki de her gün yediği dayakdan o gün de nasiplenmiş bir yerlere gidiyordu. Nereye gidebilirdi ki? Babasının evine… Ne için? Kocası onu terk ettiğini düşünsün diye. Ne zamana kadar? Kocası gelip onu alıncaya kadar? Kocası ne zaman gelir?
Çamaşırlar..
Beyaz, hep daha beyaz olmalı! Sakız gibi olmadı çamaşırlar. Astığınızda herkes hayran kalmalı.
Beyaz çamaşırların kör ettiği bir kadınlar ülkesi.
Kadınlar ve çamaşırları. Türkiye’de kadınlar en çok yıkadıkları çamaşırların beyazlığı ile gurur duyarlar.
Çamaşırlarını renklerine bakmadan daima 60 derecede yıkayan kadınlar… Daha temiz.
Hep uzun yıkama seçeneğinde yaşayanlar… Daha beyaz.
Bir saat süren yumuşatıcı seanslara… Daha yumuşak. Olmalı. Bir de güzel kokmalı.
Bakan hayran kalmalı.
Otuz yıl önceydi. On üç yaşında öldü Hasan. Annesine, "Ben ölürsem mezarımda yalnız bırakmayın beni. Üç gece başımda bekleyin!" demişti. Ayşe üç gece mezarının başında, otuz yıl boyunca konakta onu bekledi. Gelmeyeceğini bilmesi tek bir an bile bir şey değiştirmedi.
"Yaşarken ölü değilse, öldüğünde yaşamıyordu." O halde beklerken ölü değilse, öldüğünde de beklemiyordu.
Sayfa 62Kitabı okudu
Pazartesi sendromu olmayan güzel insanlar, biçareler, haklarını aramayı hiç istemezler. Maaşımda artış yoksa yokum artık zira benim yalnızca Pazartesi değil, salı, çarşamba ve perşembe sendromumda var. Cumaları iyice azıyor. Cumartesi ve pazar tavan yapıyor.
Sayfa 52Kitabı okudu
çamaşırların kar gibi değilse bizimle değılsın
Çamaşırlar... Beyaz, hep daha beyaz olmalı! Sakız gibi olmadı çamaşırlar. Astığınızda herkes hayran kalmalı.
Beyaz çamaşırların kör ettiği bir kadınlar ülkesi.
Kadınlar ve çamaşırları. Türkiye’de kadınlar en çok yıkadıkları çamaşırların beyazlığı ile gurur duyarlar.
Çamaşırlarını renklerine bakmadan daima 60 derecede yıkayan kadınlar... Daha temiz.
Hep uzun yıkama seçeneğinde yaşayanlar... Daha beyaz.
Bir saat süren yumuşatıcı seanslara... Daha yumuşak. Olmalı. Bir de güzel kokmalı.
Bakan hayran kalmalı.
Sayfa 48Kitabı okudu