Bu heyecan verici sayı-budunbilimsel ve
rakam-kazıbilimsel gezintilerden dönünce, günler boyu halk düzeyindeki yapıtları, ansiklopedi maddelerini, uzmanlık dergilerini, bilim kitaplarını yiyip yuttum, her alandan uzmanlara, araştırmacılara, üniversitelilere binlerce soruyla saldırdım.
Bununla birlikte, bu kişiler başlangıçta pek az
konuştular ve özellikle de konuya burun kıvırdılar.
Ortalık, ciddî insanlar bir yana, sözü durmadan
kendi uzmanlıklarına getirmek isteyen tuhaf insanlarla doluydu doğrusu. Ama onları ikna etmek gerekiyordu, çünkü, görünüşte değersiz olan önemli gelişmelerden sürekli olarak haberdar olmak ve
ayrıca benim gibi işe yeni girmiş birinin yapacağı her türlü yorum hatasından kaçınmak için, araştırmayı onların denetimine bırakmak kaçınılmazdı. Benim matematikten başka birşeyle ilgim olmadığı
için, onları yalnız ciddiyetime, dürüstlüğüme, işin önemine
inandırmam yetmiyor, "rakamlar" ile "matematiğin" tamamen aynı şey olmadığı düşüncesine de alıştırmam gerekiyordu.
İnsan evinde bir merdivende oturmaz, ancak onu kullanarak her yere çıkar, her yere ulaşır; aynı şekilde insan aklı da sayılarda yaşamaz, ama onlarla bilime ve her türlü sanata varır.
Sayılar "bilginin en yüksek derecesi" olarak da görülmüştür: Örneğin büyük Platon sayıların kosmik ve iç uyumun özünü oluşturduğunu söylüyordu. Bu düşünceyi daha sonra "sayıların tanrısal hakikatlere yaklaşmanın en iyi aracı" olduğu konusunda bu felsefenin tüm yandaşlarına güven verecek olan Nicolaus Cusanus yineleyecekti. Ama düşünce yeni değildi. Daha önce Philolaes "bilinenlerden her şeyin bir sayısı vardır, çünkü sayı olmadan birşeyin tasarlanabilmesi ya da bilinebilmesi olanaksızdır" buyurmuştu. Bu gizemli felsefeyi "evrenin gerçek yapısını kavramayı ancak sayılar sağlar” diyen bir dizge haline getiren saf Pythagoras geleneğinde, bu bir inanç işiydi.
Yirmi beş yüzyıl sonra, bir gün Bertrand Russell, sayıların çağdaş bilimde oynadığı temel rolü (özellikle Albert Einstein'ın "genel görelilik kuramını", Max Planck'ın "kuantum kuramını", Louis de Broglie'nin "dalga mekaniğini") düşünerek, "Modem bilimin en şaşırtıcı yanı Pythagorasçılığa dönüşüdür" dedi.