Bir Günbatımının Ayrıntıları Sözleri ve Alıntıları
Bir Günbatımının Ayrıntıları sözleri ve alıntılarını, Bir Günbatımının Ayrıntıları kitap alıntılarını, Bir Günbatımının Ayrıntıları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yılın her ayrı günü yalnızca bir tek kişiye sunulmuş bir armağandır en mutlu olana. Öteki insanlar onun gününü kullanırlar, güneşin keyfini çıkarır ya da yağmurdan yakınırlar, ama günün asıl sahibinin kim olduğunu bilmezler hiçbir zaman ;o talihli kişi ise onların bu cehaletinden büyük bir zevk alır, çok eğlenir.
Kiliseler bize nasıl İncil'den söz ediyorlarsa, hayvanat bahçeleri de bize Eski Ahit'in mağrur ve sevecen başlangıcını anımsatırlar. İşin tek üzücü yanı bu yapma cennetin parmaklıklar arkasında olmasıdır.
Dünya iyi niyetle yaratılmıştır ve kimi kez çok sıkıcı olması, semavi müziğin kimi kez bize hiç durmadan yinelenen bir laternanın zırıltısını hatırlatması kimsenin suçu değildir.
İster eşsiz renklerin yer aldığı bir günbatımı olsun, ister parıl parıl bir yüz, ister üstün bir sanat eseri, müthiş bir güzellikle karşı karşıya geldiğimizde ister istemez kendi kişisel geçmişimize dönüp bir bakar ve gördüğümüz tümüyle ulaşılmaz güzellikle kendi iç varlığımızı yan yana getirmeye çalışırız.
Sadece hayatın kendisine hangi yüzünü gösterdiğini ayrıntılarıyla anlatmak üzere başkalarına 'hayat sana hangi yüzünü gösteriyor?' diye soran insan çeşidindendi.
Nelere ihtiyaç duyduğunu biliyordum:basit duygulara, basit sözcüklere. Suskunluğun kendiliğinden ve durgundu, bulutların ve bitkilerin suskunluğu gibi. Her suskunluk bir gizemin kabulüdür.Sende gizemli görünen pek çok şey vardı.
Kendi kendimize dünyanın bizsiz varolmayacağını, onun ancak biz varolduğumuz ölçüde varolacağını söyleyerek avunuyoruz. Ölüm, uzayın sonsuzluğu, galaksiler, bütün bunlar korkutucudur, tam da kavrayışımızın sınırlarını astıkları için.
Bir an geçti. Bu an süresince dünyada pek çok şey oldu:bir yerlerde dev bir gemi denizin dibini boyladı, bir savaş ilan edildi, bir dahi doğdu. An geçip gitti.
Önemli olan insanın acısı ya da sevinci değil, ışıkla gölgenin canlı bir beden üzerindeki oyunu, belli bir güne, belli bir ana benzersiz ve taklit edilmez bir biçimde biriken ıvır zıvırın kendi içindeki ahengidir.