Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Weber ve Habermas

Bir İmkan Olarak Modernite

Ahmet Çiğdem

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Birinci Bölüm
Habermas'ın deyişiyle, bir deri gibi sırtımıza yapışan modernitenin kendi varoluşunu bile ortadan kaldıracak ölçüde belirginleşen patolojilerinin aklın bölünmeleri olarak görülmesi gerekir ve bunların sadece aklın kendisiyle aşılabileceği inancını, dünyanın farklı yerlerinde farklı modernite ve rasyonalite deneyimlerinin olabileceği, ancak bu farklılıkların sözkonusu inancı geriletemeyeceği kabulüyle ifade eder.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
İkinci Bölüm
Yaşadığımız hayatın pazar ilişkilerine ayarlanmış toplumsal düzeni, bu düzenin idare edilmesini üstlenmiş sözde-demokratik mekanizmaların gerçekliği, neye mâl olursa olsun güya en iyi hayatı amaçlayan bizler için yeteri kadar trajik olmadığından, giderek globalleşen bir dünya için yeni fırsatlar yaratan her gelişmeye alkış tutuyor, bu sürecin içerisinde egemenin yararına olmak üzere sömürülenin, baskı altında tutulan ve yoksul bırakılanın da global bir kitle olarak hizaya getirildiğini görmezlikten geliyoruz.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Gerçekte Batı dışından Batı'ya karşı herhangi bir şekilde(ideolojik, kültürel,iktisadî) "saldırgan" olabilecek bir güç var mıdır?
Dini Modernite
Tarihin akışı içerisinde bütün dinler, iradî ya da değil, toplumsal gelişmelere karşı kendilerini kanıtlamaya girişmişler, en azından bunu sınamışlardır. Bir din için toplumsal şartlara uyum gösterme, otantik mesajın kitlelere aktarılması kadar önemlidir. Dinler bu amaçla esas olarak kendilerinden neş'et eden entelektüel- kültürel örüntülerle rekabet etmek zorunda kalmış, bu da dinleri ya izleyicilerini yönlendirme mücadelesinde ya da izleyicilerin seçtikleri yolda kendilerini kanıtlamadaki inançlarında rasyonel olmaya zorlamıştır. Böylece dinsel talep ve arz, rasyonelizasyonun tersine çevrilemez gücüyle yanyana gelişmiştir. Nihayet dünyanın reddi ya da kabûlü, dinlerin hangi oranda rasyonel olabileceklerini ve dolayısıyla toplumsal modernliğe açılabileceklerini gösteren bir ölçü olabilir.
Sayfa 147 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Batı ve Doğu arasındaki kültürel savaş bir akültürasyondan daha fazla bir şey olmasaydı, "nüfuz etmeden" başka her şey olarak tanımlanabilecek bir süreci kaydeden ve sigaya çeken birisi olarak Pellicani'yi okumak ilginç olacaktı. 173 Doğu'daki direnişin dinsel dilini bir "çöküş" dili olarak yaftalamak güç olacağı gibi, moderniteye karşı verilen tarih-dışi mücadelenin Humeyni gibi öndegelen figürleri de, anti-modernist kültürel projenin zelotça radikalleştirilmesinin temsilcileri olarak değerlendirilemezler
İslam ve Batı medeniyet ve kültür çevreleri arasında varolan farklılıklar, sanıldığı kadar derin değildir; farklılığı yaratan, bu farklılıkların davranış biçimlerini etkileyip etkilememesinde ve davranışın belli, metodik bir davranışsal örüntüye uyup uymamasıdır.
Sayfa 221 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.