“Bu yürüyüşün kendi başına bir önemi yoktu, fakat birçok defa hiç düşmeden hep aynı geçmiş olduğumu hatırlayınca, kendimde bunun sebebini aradım ve çözdüğümde kendimi gülmekten alamadım.”
“İnsanların birbirlerine âşıkken gündelik hayatlarını devam etmelerini anlayamıyordum. Böylesi bir hareket bana ihanet gibi geliyordu. Kötü sahnelenmiş bir piyes gibi! Sanki bir insana değil de bir koltuğa âşık olunuyormuş gibi!”
Darbeler, yüreğime inen acı dolu hisler ve diğerlerinden ibarettim ben. Doğumdan beri küçük bir kutuda sıkışmıştım ve ne tarafa dönsem yara etmiştim kendime.