You can find Bir Laboratuvar Romansı books, Bir Laboratuvar Romansı quotes and quotes, Bir Laboratuvar Romansı authors, Bir Laboratuvar Romansı reviews and reviews on 1000Kitap.
“Bir bakıma, varmakla gitmek arasındaki o incecik çizgiyi genç yaşta ayırt etmiş ve her zaman, varmaktan değil de gitmekten yana olmuştu. ...Gitmek başı sonu olmayan, menzili meçhul bir seyrüsefer; varmaksa güzergahı önceden çizilmiş, hedefi malum bir tırmanıştı. Gitmekte aslolan dere tepe taban tepip durmaksızın hareket ederek rüzgarı hissetmek; varmakta aslolansa, o tepeye vardıktan sonra durup rüzgarı elde etmekti. Gitmek hafızası kudretli ve inatçı olanların, varmaksa hayal gücü engin ve obur olanların işiydi. Gitmek kadere diş bileyenlerin, varmaksa kadere inanmayanların tercihiydi."
"Sen ve yağmur.
Başa dönemezsiniz.
Öyle bir yol yürüdünüz ki ancak
dönüş yolunu yok ederek gelebilirdiniz
inişiniz bir iniş olurdu başa dönmemecesine. Yağmur yalnız yağarken yağmurdur
sen yalnız senken sensin
burada kalamazsın ve başa dönemezsin
gitmek zorundasın."
"Azıcık gece alayım yanıma yalnız
serçelerin uykusuna yetecek kadar gece böcekler için rutubet
örümcekler için kuytu
biraz da sabah sisi
yabani güvercin kanatları renginde."
“Topraktan gelip toprağa gittiğimiz doğru. Ama toprağın bize vereceği kalmadığında çocuklarımızı yemek, ahlaksal bir geçerlilik kazanmadan önce aklın yolunu seçmek zamanıdır."
“1600'lü yıllarda insan nüfusu iki-üç yüz milyondan beş yüz milyona ulaştı. Sonraki iki yüzyılda bir milyara (1800'de) ve 1930'da iki milyara. 1975'te dört milyar ve bugün altı milyar insan yaşıyor dünyamızda. Eğer eşit zaman aralıklarında sayılar katlanıyorsa bu üssel (exponential) büyüme yasasıyla tanımlanıyor. Bu yasanın temelinde otokataliz ya da kendiliğinden üreme vardır. Eldeki nicelik (bir uranyum öbeğindeki nötronlar, kültürdeki bakteriler, insanlar, anapara, bilgi ya da haber) kendi üretimini programlayacak, düzenleyecek ve hızlandıracaktır. (kataliz). Bugünkü ̧ dünyanın nüfusu üssel büyümeden daha büyük artış yaşamaktadır. Doğum sayısı ölüm sayısını aşmış ve ortalama ömür uzamıştır. Artık, dünyanın nüfusunun katlanması, bir insan yaşamından kısadır."
“Demokrasiler, nesnel insan yargılarının öznel sınırlamaları olduğu anlayışıyla işler. Demokratik bir devlet, yurttaşlarına (kendi varlığını tehlikeye düşürenler dışında) tüm özgürlükleri verebilir -abartı için affedin. Demokratik yasalar, kişinin özgürlüklerini ve etkinlik alanını korumakla birlikte, organize gücün dağılımını da engellemek zorundadır. Güç, Burkhardt'ın söylediği gibi doğası gereği kötü olmak dışında, otokatalitik (kendi kendini hızlandıran) niteliğiyle kendi kurallarınca yayılır. Güç, çoğaldıkça yayılma hızı artar ve dengeye kolaylıkla ulaşır. Bir kez kararlı konuma ulaşınca da kendi varlığını ve kurallarını yaşatmak asıl işlevi olur."
“Demokrasiye özgü sorunlar beliriyor. Çünkü demokrasi, değerlerin ortalamalarıyla işlevselleşiyor. Bir dizi sayının ortalaması, dizinin en küçük sayısından büyük, ama en büyük sayısından da küçüktür.”
“Prag Mezarlığı’nda Israil’in 12 kabilesinin temsilcilerinin 1800'lerde dünyayı ele geçirme planlarını açıkladığı toplantıya ilişkin bir öykü ̧ anlatılıyordu. Gezi rehberimiz 12 kabilenin ve İsrail'in tarihine ilişkin bilgiler verirken, "Türklerin de 13. kabile olduğunu biliyor muydunuz?" diye sordum, Koestler'in iddiasını kastederek. "Bu bir şakaysa, lütfen söyle!" diye çıkıştı ve ekledi: "Gerçekten de, Kral David'in 13 oğlu olduğu ve kutsal kitapta 12’sinden söz edilip 13.oğlunun sır olduğu söylenir.”
"Aslında onlar da insan, üstelik sıradan. Akıllıları, aptalları, güzelleri ve çirkinleri var. Aslolan öğretiler. Ve bizlere de öğretilen Yahudilerin en iyi, en arı, en zeki oldukları. Böylesine koşullanmışken karşılaşınca tutulmak garip değil ki. Ama bakın, burada eğitim, kurallar, vatan sevgisi önemlidir. Ve başarının sırrıdır bu. Bize bakın, Araplara: Biz, şanslarımızı- örneğin Nasır'ı-öldürmekle ün saldık; onlar teknolojileriyle, ürünleriyle, başarılarıyla."