Hiçbir şeyi eskisi kadar dert etmemem gerektiğini getiriyorum aklıma. Kimi tutkuları artık yaşayamayacağımı, kimi çılgınlıklarıysa göze alamayacağımı hissediyorum.
İçimizde, bir yerler içinde, hiçbir zaman ayrılamayacağımıza inandığımız insanlar içinde, günün birinde, adını kolay kolay koyamayacağımız bir şeyler yıkılabiliyordu.
“Çünkü gün geliyor, yaşadığımız, yaşamayı hayal ettiğimiz her şeye karşın hep aynı yerde kaldığımızı görüyoruz.
Zamanı durduramamanın ve kimi hayalleri tüm kandırmacalara karşın gerçekleştirememenin kırgınlığı...”
“Doğup büyüdüğüm topraklarla dil dünyamın ve bir zamanlar terk etmek istediğim insanların hasretine, savaşın bir yerinde dayanamamış olmalıydım. Fırtınasız ilişkilerin olabilirliğine de inanıyordum üstüne üstlük. Ne büyük çıkmaz...”