Bir Üniversite Hocasının Yaşamının 80 Yılı
Kemal Ahmet ArûBir Üniversite Hocasının Yaşamının 80 Yılı Hakkında
Bir Üniversite Hocasının Yaşamının 80 Yılı konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.Hakkında
Bu uzun yaşamın öyküsüne nasıl başlayayım diye hep düşünüyorum... Yazacaklarımın birçok bölümü olacağı kesin... Galiba bu bölümleri bir zaman dizimi içinde ele almak en doğrusu olacak. 80 yıllık zamanı yaklaşık onar yıllık paketlere ayırınca gördüm ki, bu onar yıllık paketler, yaşamımın önemli dönüm noktalarını oluşturmaktadır... Bu da genel planlama alışkanlığımdan kaynaklanan bir davranış hali... Bu suretle yaşamımın anlatı paketleri de bir bütünlük niteliği taşıyacak... Doğum tarihim 1912. İTÜ'den emekli olduğum tarih 1982, tam 70 yaşındaydım o yıl. İTÜ'de 42 yıllık bir çalışma hayatı... Emekli olduktan sonra 1992'ye kadar, yeni bir on yıl... 80 yıllık zamanı bir dizim sırasına göre, dönem paketlerine ayırdım. Onar yıllık zaman dizimlerinin her birinde, insanlar, mekânlar, çalışma türleri, sosyal strüktür ve daha birçok şey değişmekte... Bu konular üzerinde, yaşamımın değişik yaşlarında olup, bitenler hakkında, uzun açıklamalardan kaçındım. Bütün yaşam öykümü çok yalın biçimde anlatmayı yeğledim. Kitabın bölümlerinin sonunda, aradaki zaman dizimi içinde eski deyimle "Takvimi Vekayi = Vak'alar Takvimi" yapmak fikri, bazı arkadaşlar tarafından bana önerildi. Bugünkü lisanda şöyle demek doğru olacak: "Aynı zaman dilimi içinde, Türkiye'de ve dünyada yaşanan önemli olaylar". 1923'ten başladım, esasen 1912-22'ye ait bilgileri toplamaya ne yaşım, ne de o zamanki şartlar elverişli idi. 1923-93 yılları arasındaki 70 yıla ait, Türkiye'de ve dünyadaki çok önemli olayları toplamak için eski gazete kupürlerinden yararlandım. Ancak şunu hemen ifade edeyim ki, her zaman okuduğum en ciddi gazete olan Cumhuriyet, 1923-93 arası 70 yıllık bir taramayı büyük bir sabırla yapmış 1993'te yayımlamıştı. Bu tarihte ben Nişantaşı'ndaki evime yerleşmiş ve gazetelerdeki bu tür yayınları kupürler halinde topluyordum. O günlerde yapmış olduğum bu çalışma bugün çok işime yaradı...
Yazar: 
Kemal Ahmet Arû
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 3 dk.Sayfa Sayısı: 178Basım Tarihi: 2002Yayınevi: YEM YayınlarıISBN: 9789758599097Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Yazar Hakkında
Kemal Ahmet ArûYazar · 2 kitap
Kemal Ahmet Arû (1912, İstanbul - 20 Aralık 2005), Türkiye’de şehirciliğin temellerini atan mimar ve kent plancısı.
1932 yılında Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1937 yılında, bugünkü adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’ne girdi. 1940 yılında bugünkü adı İstanbul Teknik Üniversitesi olan Yüksek Mühendis Mektebi’nde asistanlık görevine başladı. 1942-1946 yılları arasında Clemens Holzmeister’la birlikte atölye derslerini yürüttü. 1946 yılında Ord. Prof. Dr. Gustav Oelsner ile birlikte şehircilik kürsüsünde çalışmalara başlayan Arû, bugünkü Şehircilik Bölümü'nün altyapısının oluşturmasını sağladı.
1954 yılına kadar Oelsner’in asistanlığının yanı sıra Yıldız Teknik Üniversitesi ve İTÜ Maçka Teknik Okulu’nda dersler verdi. 1950 yılında profesör unvanı aldıktan sonra Şehircilik kürsüsünün başkanlığına seçilen Arû, 1954–1970 yılları arasında İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde dekanlık yaptı.
1961–1962 yıllarında Stuttgart, 1963’te Berlin ve 1967’de Viyana Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehircilik kürsülerinde konuk öğretim üyesi olarak çalışan Kemal Ahmet Arû, 1967-1982 arasında da İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehircilik Enstitüsü başkanlığı yaptı.
Eğitim alanında yaptığı çalışmaları uygulama alanında hem katıldığı yarışmalarla hem de yaptığı işlerle pratiğe döken Arû’nun ulusal birçok yarışmada birincilik ödülü var.
93 yaşında vefat eden Arû, Türkiye’de kentsel tasarıma önem verilmesini sağladı. Kentsel tasarım ve şehir planlama ilkeleriyle kentsel çevreyi bütünlük içinde ele alan Arû, deneyimleri ile yeni nesillere yol göstermek amacıyla şehircilik alanında önemli çalışmalara imza attı.
23 Aralık 2005 günü, İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla yerleşkesinde saat 10:00’da düzenlenen törenin ardından Teşvikiye Camii'nde kılınan öğle namazından sonra defnedildi.
