Bırak Sokaklar Anlatsın Bizi kitaplarını, Bırak Sokaklar Anlatsın Bizi sözleri ve alıntılarını, Bırak Sokaklar Anlatsın Bizi yazarlarını, Bırak Sokaklar Anlatsın Bizi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sanki bir şeyi beklerken o da beni bekliyor diyor, dünyayı sevdikçe o da seni sever sanıyorsun, evrene mesajlar yolluyorsun, derdini suya anlatıyor, duanı kağıda yazıyorsun işte. Aslında farkında değilsin ama aradan insanı çıkarıyorsun. Çünkü biliyorsun ki her şey insanı sevmekle başlasa da her şey sevdiğin insanın bir başkasını sevmesiyle bitiyor. O gelince gözün başka şey görmese de o seni görmeden gidiyor. Gün oluyor, bedenine giren kurşun, yardımına en çok muhtaç olduğun insanın silahından çıkıyor.
Susuyorum. Biliyorum ki bağırsam da kimse duymayacak. Herkes kendi sesine mahkûmdur bu dünyada. Herkes kendi konuştuğuna inanır, inanmak istediğini duyar.
İlk incelememi bu kitap üzerine yapmak istedim. Okunma sayısını görünce çok şaşırmıştım, böyle bir kitap daha fazla okunmalı diye düşündüm. Çünkü gerçekten yüreğime dokunan kitaplardan biri oldu. Kitabın içeriğine gelince; İstanbul'un öteki yüzünden bahsediyor, işçisinden, boyacısından, dilencisinden, sokak insanından, yüreği güzel çocuklarından... "Sokak, bütün insan hikâyelerinin aktığı nehirdir." diyor ve bizi o karanlık, havanın eksileri gösterdiği gecelerde yaşamına devam etmek zorunda olan insanların evlerine -sokaklara- götürüyor.Yazar İstanbul için bu şehir elbette ki herkese her şeyi yapabilir, diyor ve evet bu büyüleyici şehir herkese her şeyi yapabiliyor. Günlük hayatta her gün karşılaştığımız, karşılaştığımızda içimizden 'ah yazık' diye geçirdiğimiz kağıt toplayıcıların, dilencilerin dünyasına götürüyor bizi ve tamamlamadıkları öykülerini paylaşıyor bizlerle. Orada çok şey öğreniyoruz. Gerçek anlamda empati kuruyoruz, görmek eyleminin bakmaktan ibaret olmadığını öğreniyoruz. Sonuç olarak dostlar kitabın başında sıkılacak olsanız da okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar:-)
Son olarak kitapta en çok beğendiğim alıntıyı da eklemek isterim: "Oysa birbirimizi anlamadığımız yerlerden yiyeceğiz en büyük dayakları, bağıramadıklarımızla yargılanacağız tarih sahnesinde. Bu günümüzü kurtarmak için sustuklarımızı üst üste koyup yarını dayatacaklar bize."
İnsan olduğu yerde durmaya, iktidarlar ise insanı dönüştürmeye çalışır. Bu dönüşüm, mevcut iktidarın insanları kendi varlığını besleyecek birer seçmene, nesneye çevirmeye çalışmasıdır.
Hiçbir çocuk sokakta yaşamaktan, insanlardan yemek istemekten memnun değildir. Neden çocuklar kaportacı, marangoz, temizlik işçisi olmak için yönlendirilir de onlardan bir şair, bir ressam çıkabileceği hiç akıllara gelmez?