Bitmeyen Veda
Murat KahramanEn Eski Bitmeyen Veda Sözleri ve Alıntıları
En Eski Bitmeyen Veda sözleri ve alıntılarını, en eski Bitmeyen Veda kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kutsal iki uçurum arasında
Yarılan bir dere yatağıyım bugün.
Birbirini tanimayan iki nehrin ortasindayim
biri adımı bilmiyor
bir diğeri beni hatırlamıyor.
Şimdi
umudu hangi ırmak kendi yatağına çeker ki?
Lâkin
donmuş bir zamanın sinesinde
kim
umudun gölgesine yaslanır ki?"
Sayfa 20Kitabı okudu
"Şairin biri, ' gözlerimi yitirdim ama artık ellerimle de göremiyorum ' demişti ."
Sayfa 21 - Sancı yayınlarıKitabı okudu
"Rüyamda iki yolcu gördüm. Yol yerine uçurum uçlarına basıyorlardı. Suyu kaynağından içiyorlardı. Fakat uyurken başlarını, yastık niyetine celladın diline yaslamışlardı."
Sayfa 74 - SancıKitabı okudu
O topraklara çocukların çığlıkları ve yaşlıların iniltisi düştü evladim. Iniltiler ve çığlıklar birleşerek toprağın bağrına sığındı. Onun için o topraklarda ne tılsımın hükmü, ne ziyaretlerin kerameti ne de Allahın nuru huzur bulur. Anlayacağın toprak bizi kustu. Attı o topraklardan. Artık bundan sonra kulağımız oralarda ama gözlerimiz başka yerlere bakarak yaşayacağız. Asla onlara huzur geleceğine inanmiyorum."
Sayfa 86 - SancıKitabı okudu
Artik hic kimse doğduğu yerde yaşlanmıyor .
Sayfa 86Kitabı okudu
"Affetme yüceliğini davasında haklı olanlar gösterir. Güçlü insan affeder ; korkak ve zayıf adam affetmez,sadece intikam alır "
Sayfa 89Kitabı okudu
Ölüm o kadar çoktu ki, her taraf mezar tarlası gibiydi.
Sayfa 136Kitabı okudu
Sızı, ısırgan otu acısı gibi sahiciydi. Acitmiyordu sadece; zemheri ayında aç kalmış dişi bir genç kurt gibi ısırıyor, parçalıyor ve dağıtıyordu bedenini...
Sayfa 147Kitabı okudu
Galiz bir küfür savurdu yaşam denen sözcüğe.Yasamı cazip kılan ölüm korkusu degil miydi?
Sayfa 161Kitabı okudu
Ziyaret, niyaz ve rızalık yurdu Jar-û Diyar (Dersim) ,yırtılmış bir deniz gibi sessizce uyuyordu. Terk edilmiş harabe evler, sahibini çağıran aç bir köpek gibi kayıp sesleri çağırıyordu. Evet, yıkılmış evler,başka bir deyimle harabeler! Ertelenmiş hayatların dilsiz tanıkları. Geride kalmışlığın ihmal edilmiş geçmişi. Kusup attığı hayatlar,bir rüzgar gibi nerelere savrulduğu belli olmayan toz tanecikleri gibiydi...
Sayfa 224Kitabı okudu
Uzak zamanlarda kalan hatıralar, çocuğu elinden alınmış ve iğfal edilmiş bir kadın gibiydi. Sadece kaderine ağlıyordu sessizce; ne kimseyi dinliyordu ne de etrafindaki sesleri duyuyordu...
Sayfa 225 - SancıKitabı okudu
Yaşlı Dersimlinin anlattığı doğru muydu acaba? Eğer doğruysa kırıma ugrayan Dersimlilerin nasil tımarhanelik olmadığına şaşırdı? Neydi bu insanları o kadar acının içinde ayakta tutan? Acıyı güce dönüştüren, acılarıyla alay eden bu insanların ilham kaynağı nedir?
Sayfa 251Kitabı okudu
"Kurt, sürüye dalınca avını nefes borusundan ısırır. Nefes borusu delinen kurban,ne otlar ne de su içebilir."
"Neden hemen öldürmüyor?" dedi bankacı.
Arkadaşının kurtla koyun arasindaki savaşı nereden bilebilecegini kestirmeye çalıştı.
" Kurt sosyal bir hayvan. Belli bir strateji eşliğinde avlanır.Eğer kurdun avı tek olursa boynundan ısırır, parçalar ve yer. Fırsatı varsa karnını doyurur.Ama eğer kurbanlar fazla ise hepsini boynundan ısırır ve nefes borularını deler ve bırakır. Bi kışa hazırlık yapma refleksidir."
" Gözü doymaz bir kapitalist bir faşisttir" diye güldü baskıncı.
Sayfa 253 - SancıKitabı okudu
"Sevgilim,
bilirsin,
Kuşlar insanlara yakın yerlere konarlar
eğer kargalar,
kırlangıç kuşlarını rahatsız ederse,
pınarların başına konan ürkek serçe kuşlarına sor beni.
Eğer rahatsız olmazlarsa
Mamikiye(Dersim) nehrinin tersine uçan
kaya kartallarının döndüğü yere bak...
orada
çölün yalnızlığı gibi
tek duran,
esen rüzgarların yaladığı
ve
yalnız kalmış uçurum gediğini göreceksin...
yüreğimin ekini
dizlerimin feri
sana kavusma özlemim
sabırsız bir ırmak gibi çağlıyor
bekletme beni!
bu gece de benim için kirpiklerine uyku inmesin
ikrarla..."
Sayfa 268 - SancıKitabı okudu