Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Biz Bu Dağın Çiçeğiydik

Evrim Alataş

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Ben dağların anahtarını kaybettim.
Sayfa 115 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
İyidir velhasıl gülümsemek.
Sayfa 84 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çünkü bir bedenden kopan parça kanamaz , acımaz, bedenin kendisi acır. Yani dêrsim acır, acıyor.
Sayfa 116 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Qirkirina Dêrsimê
Babam ,dağdan inip de cesetlerle karşılaştıklarını anlattı. Amcamın çocukları ve karısının parçalanmış cesetlerini toplayıp gömmüş. Anlatırken hiç gözünü kırpmadı, elleriyle gözyaşını silmedi . Gözünün yaşı bir su kanalı gibi akıyordu.
Sayfa 148 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Qirkirina Dêrsimê
Kalktım ki , ne göreyim, bir sürü çocuk kimisini bağırsakları dışarıda toplamaya çalışıyor, kiminin kolu yok , ay ışığının altında kan parlıyor.
Sayfa 144 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
“Babayiğittiler, güleç, güzeldiler… En güzelleriydiler…” Ve yasla örülü tüm yollar, Denizler’e çıkıyor hâlâ…
Sayfa 166 - İletişim Yayınları
Reklam
Kamber Ateş kimdi, şimdi nerede, hayatta mı, bilmiyorum. Onun adı, bu üç kelimelik soru cümleleri ile “Kamber Ateş nasılsın”la hayatlarımıza girmişti. Cezaevleri ile özdeşleşen 12 Eylül’ü anlatan bu cümleydi. “Türkçe konuş çok konuş” sloganlarıyla süslenip, işkencenin mekânlarına dönüşen cezaevlerinin bir başka adı oldu bu cümle. Neydi Kamber Ateş’in hikâyesi, bilmeyenler için kısaca anlatalım. Kamber Ateş, 12 Eylül döneminde Mamak Askeri Cezaevi’nde yatan bir siyasi tutukluydu. Kürt’tü. O dönem, cezaevlerinde Kürtçe konuşmak yasaktı. Kamber Ateş’in Türkçe bilmez annesi, aylar sonra ziyarete gelmiştir. Bir yandan ağlarken, diğer yandan bildiği tek Türkçe cümleyi peş peşe söylemişti. Kamber Ateş nasılsın? Kamber, o her sorduğunda “İyiyim ana, sağolasın, sen nasılsın” demiş, ama anası bu cevabı da anlamayıp, tekrar aynı ezber cümleyi kurmuştu: Kamber Ateş nasılsın?
Sayfa 94 - İletişim Yayınları
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.