Allah'ın dinine insanları davet etmeye başlamamızla, değişmez Rabbani sünnetler de işlemeye başladı.Allah'a isyan eden yöneticiler, geçmiş tağutların hoşlanmadıkları gibi, yaklaşan azapla uyarılmaktan hoşlanmadılar.
Birilerinin gerçeği onlara hatırlatması kendilerine ağır geldi ve hak ehli ile batıl ehlinin kaçınılmaz sonu olan husumet aramızda baş gösterdi.
Andolsun ki biz: “Allah’a ibadet edin.” diye (davet etmesi için) Semud’a kardeşleri Salih’i yolladık. (Davet başladığı anda) birbirlerine hasım olan iki grup oluverdiler. (27/Neml, 45)
Allah Resulü (s.a.v): “ Seni getiren nedir? diye sordu.
Dedim: ‘Bana yatarken okuyacağım bir şey söyle .’
Dedi ki (s.a.v) : ‘Yatağa girdiğinde Kafirun Suresini oku. Onun üzerine uyu, o şirkten beraattir.’”
"Milyonları davet ettikleri"Demokrasi Dini'ni"fikir hürriyeti ve özgürlük olarak tanımlamışlardı.Onların batılı yayma hakkı olduğu gibi,hak ehlinin de hakkı yayma özgürlüğü de olmalıydı.
Tam bu noktada onlara selef olan Mekke'lilerin "Helvadan Put"ironisi baş gösterdi.Müşrikler helvadan put yapıyor, acıkınca da onu yiyorlardı.Evet, acıkınca ilahını yemek...
Bu Allah'ın [CC] müşrikleri bu dünyada düşürdüğü durumdu.Dünyada bu kadar alçaltılanları acaba ahirette nasıl bir zillet ve azap bekliyordu?
Demokratlar acıkmış ve yıllarca anlattıkları özgürlük masalının işlerine gelmediğini görmüşlerdi.
“Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik ki, onda bir hidayet ve nur vardır. (Allah’ın hükmüne) teslim olmuş olan Peygamberler, Rabbaniler ve bilginler de Allah’ın kitabını korumaları istendiğinde, onunla Yahudilere hükmederlerdi. Hepsi de onun üzerine şahittiler. O hâlde insanlardan korkmayın, benden korkun. Benim ayetlerimi az bir pahaya satmayın. Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir.” 3 “Onların heva (ve heves)lerine uymayarak aralarında (yalnız) Allah’ın indirdiği ile hükmet ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni vazgeçirirler diye onlardan sakın. Şayet yüz çevirirlerse bil ki bazı günahlarından dolayı Allah 1 7/Araf, 54 2 38/Sad, 26 3 5/Maide, 44
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesine dayalı ‘Demokrasi’ beşerî bir dindir. Her
dinin bir ibadet ve bağlılık anlayışı olduğu gibi Demokrasi’nin ibadeti de vardır, bu da seçimlere katılmaktır. Oy kullanmak, Allah’a şirk koşmak ve Demokrasi dinine girmektir."