Sanılır ki ufuklarımızın ötesi bambaşka alemlerin eşiğidir. Güneşin battığı yerde, bulutlardan saraylar kurulduğunu, erguvandan kuleler yükseldiğini, ateşten caddeler açıldığını, zümrüt veya yakuttan tavuslar ve horozlar dolaştığını görenler, kendi hayatlarından tat almazlar. Ve ufukların arkasından emsalsiz bir dünyanın saklandığını zannederek bu alemin hasretini çekmeye koyulurlar.