Ahmed Haşim (1884, Bağdat - 4 Haziran 1933, Kadıköy, İstanbul), sembolizmin öncülerinden Türk şair.
Bağdat'ta doğmuştur. Babası mülkiye kaymakamlarından ve Bağdat'ın eski ve bilinen ailelerinden biri olan Alusizadelere mensup Ahmet Hikmet Bey; annesi ise yine Bağdat'ın ileri gelenlerinden Kahyazadeler'in kızı Sara Hanım'dır. Meşhur tefsir alimi Mahmud el Alusi Ahmet Haşim'in babasının dedesidir. Babasının Arabistan vilâyetlerindeki memuriyetleri sebebiyle düzensiz bir ilkokul tahsili gördü. Aynı sebepten dil olarak da sadeceArapçayı öğrendi. Annesinin ölümü üzerine 12 yaşında babasıyla birlikte İstanbul'a geldi. 1897'de Galatasaray Sultanisi'ne yatılı olarak verildi. 1907'de mezun olunca Reji İdaresine memur olarak girdi. Bir taraftan da Mekteb-i Hukuk'a devam etti. I. Dünya Savaşı'ndaki askerliği (1914 - 1918) sırasında Çanakkale Cephesinde bulundu. Ayrıca Anadolu'nun çeşitli yerlerini görme fırsatı buldu. 1924'te Paris'e, 1932'de de hastalığı sebebiyle Frankfurt'a gitti. Çeşitli yerlerde memur olarak çalışan Ahmet Hâşim, daha çok öğretmenlik yaptı. Sanâyi-i Nefise Mektebi'nde (Güzel Sanatlar Akademisi) mitoloji dersleri hocalığı ve Mülkiye Mektebi'ndeki Fransızca öğretmenliği görevlerine ölünceye kadar devam etti.
Hâşim'in sanat ve edebiyata ilgisi Galatasaray Sultanisi'nde başlar. Bilinen ilk manzumesi "Leyâl-i Aşkım" 1901'de "Mecmua-i Edebiyye"de yayınlandı. Bu dönemde Muallim Naci, Abdülhak Hâmid, Tevfik Fikret ve Cenab Şahabeddin'in tesiri altında kaldı. Son sınıfta iken Fransız şiirini ve sembolistleri tanıdı. Bundan sonra kendi şahsiyetini gösterdi ve ilk şiirlerini kitaplarına almadı. 1905 - 1908 yılları arasında yazdığı ve Piyâle kitabına aldığı "Şi'r-i Kamer" serisindeki şiirleri hayal zenginliği, iç ahenkteki kuvvet ve büyük telkin kabiliyeti ile dikkat çekti ve beğenildi. 1909'da kurulan Fecr-i Âti'ye girdi. "Edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine vermek" prensibinden hareket eden Fecr-i Âti grubunun yayın organı Servet-i Fünûn dergisinde şiirler yayınladı ve Servet-i Fünûn - Edebiyat-ı Cedide - topluluğuna yapılan hücumlara makaleleriyle katıldı. 1911'de yayınlanan Göl Saatleri adlı şiirleriyle haklı bir şöhret kazandı. Fecr-i Ati dağıldıktan sonra siyasi ve edebi akımların dışında kendisine has bir şiir ve nesir anlayışının tek temsilcisi olarak kaldı.
Dış dünya gözlemlerini kendi prizmasından geçirerek anlatır; sonbahar, akşam kızıllığı ve karamsarlık önemli temalardır. Ahmet Haşim fıkraları, denemeleri ve gezi yazılarıyla da önemli bir yazardır. Düz yazılarında dili sade ve oldukça başarılıdır.
youtube.com/c/alintilarlaya...
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️
İlk romanım
Herkese iyi akşamlar, sevgili okurlar canım dostlarım. Gün geçmiyordu ki 1000 kitapta güzel bir etkinlik olmasın. Beni tanıyan okur dostlarım biliyorlardır ki şiiri çok seviyorum. Şiiri eminim siz de çok seviyorsunuzdur, öyle umuyorum. Şiir sevmemek ne mümkün? Şayet sevmeyenler için de bu ilk adım
Ahmet Haşim
Tür: GÜNLÜK – ANI
Edebiyatımızda sembolizm akımının en güçlü temsilcilerinden biri olan, Modern Türk şiirinin kurucu adlarından Ahmet Hâşim'in 1930'ların Almanya'sına, böbrek hastalığının tedavisi için Frankfurt’a gittiği sırada yazdığı yazılardan oluşuyor. Kitap, Ahmet Haşim’in, ayrıntılı betimlemeleri ve karşılaştırmalarıyla okuyucuya dönemin Almanya ve Türkiye’si hakkında ayrıntılı bilgi verir. Bu seyahatinde edindiği gözlem ve izlenimlerini konu alan kitabıdır.
Ahmet Haşim, sağlık sebepleri yüzünden, en çok da “bıktığı şeylerin o yorucu aleladeliğinden” kurtulmak için bir gece, İstanbul’dan ayrılmanın verdiği hüzünle beraber, Sirkeci’den yola çıkarak “harikuladelikler avı” olarak gördüğü seyahatin kollarına bırakır kendini. Bu yolculuk, hemen Dünya Savaşı’nın öncesinde, Almanya’nın Frankfurt şehrinde son bulur. Tüm bu seyahat boyunca şiir tadında 20 kısa yazı hediye kalır Türk okuruna...
Edebiyatımızın en önemli yolculuk yazılarından olan Frankfurt Seyahatnamesi, Ahmet Haşim'in büyük bir şair olmanın yanında ne kadar büyük bir gözlemci olduğunu da gösteriyor.
Ahmet Haşim'in "şiir kitabının kardeşidir" sözleriyle tanımladığı ve izlenimlerini aktardığı seyahatnâme, hem Doğu'yu hem Batı'yı bilen bir aydının Frankfurt'a ve oradan dünyaya bakışını gözler önüne seren yapıca küçük, söyledikleriyle büyük bir eser…
BÜLBÜL
Bu gamlı havanın seherinde
Israra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde
Can verdi senin söylediğin gül!
Savrulmada gül şimdi havada
Gün doğmada bir başka ziyâda...
✓ Şair, tabiat gibidir. Kendisinde gizlenmiş servet ve güzellik hazinesini ancak onu keşfetmesini bilenlere verir.
✓Zeka -nar, ayva ve portakal gibi- geç renk ve rayiha bulan bir sonbahar mahsulüdür.
✓ En eski edebiyattan en yenisine kadar , her dilde , şiirin mevzuu zevce değil, maşukadır.
✓Karanlık, ölümün bir cüz 'üdür.
✓ Seyahat, hele deniz seyahati, ruhun bütün dertlerine devadır.
✓Seyahat " harikuladelikler avı" demektir.
✓Gerçi hayat, kitaba sığmayacak kadar geniştir; fakat tekerrürlerle doludur.
Bütün KitaplarıAhmet Haşim · Oğlak Yayıncılık · 201037 okunma
Ahmet haşim’in okuduğum ilk kitabı bu …
Frankfurt Seyahatnamesi, Ahmet Hâsim'in böbrek rahatsızlığı tedavisi icin çıktığı Frankfurt seyahatinde kaleme aldığı yazılardan oluşuyor.
Yazar dönemin Almanya’sı ve Türkiye’si hakkın da bizlere ilginç bilgiler veriyor…..
Frankfurt hastanesin deki zamanlarını kaleme alan yazar yaşadığı tecrübeleri bizimle paylaşıyor …
Herkes keyifli okumalar dilerim…