12 Eylül sonrası çıkan ülkücü Bizim Dergâh dergisi, önceleri daha kapalı, camia-içi bir yapıya sahip birçok dergiden farklı bir konuma sahipti. Dergide ‘Yusufiye’ şeklinde adlandırılan bir zeminden yani hapishaneden seslenilmekteydi artık…
Çünkü dergi, tamamen 12 Eylül’le birlikte mahpus düşmüş bir neslin kendilerini ifade etme zemini görünümündeydi. Yazar kadrosu da neredeyse bütünüyle ‘Yusufiye’ mensubu veya mezunu isimlerdi.
Bizim Dergâh’ta 12 Eylül sonrası mahpusanelerde yaşananları, bu yaşanmışlıkların doğurduğu sonuçları anlatan, değerlendiren, anlamlandırmaya çalışan yazılar, röportajlar, şiirler ve açıkoturumlar yayınlanmıştı. Derginin yoğunlaştığı konulardan biri de ‘anarşi’ veya ‘terör’ konularıydı.