Yeni ve eski , şimdiki zamanla ilgili oldukları sürece bizim için değerlidir. Dün bugünkü bizi yapmıştır , yarın ise düşümüzdür. Bunlardan biri için yaşamak, tek gerçeğimiz olan bu anı kaybetmektir.
Kitabın türünde #felsefe-düşünce ve #kişisel gelişim yazıyor. Ama bence bir #gezi notları kitabıymış. Başlarda zen-budizminin anlatılacağını sanıyorsunuz ama çok yüzeysel kalıyor bence. Yazar, bir Doğu-Orta Asya gezisinde kendi "yol"unu nasıl bulduğunu anlatacak sanıyorsunuz ama sadece gezdiği yerleri, tanıdığı insanları anlatmış... Bunların kendisini ne açıdan etkileyip nasıl "Boğanın Yoluna" yönlendirdiğini neredeyse hiç açıklamamış. Ben bu kitapta bir "Batılının", doğuda ilginç bulduğu her şeye nasıl da şaşırıp nasıl hepsini olumladığını gördüm sadece. Bir çocuğu, hiç gitmediği yerlere götürüp gezdirirseniz şaşıracaktır, bu hoşuna gidecektir. Bence yazarın başına gelen de bu... Kitapta, Amerikalıların çocuk olduğunu söyleyen bir Asyalı kadın vardı. Kendisine katılıyor, saygılarımı sunuyorum.
"Akıl esrarların esrarıdır. Bilgi kutsalın kutsalı, tanrıların tanrısıdır ve taçlı başların saygısını gerektirir. Bilgisi alınmış bir insan hayvandan başka bir şey değildir."
"İnsan canlı hiçbir şeyden nefret etmemelidir. Herkese karşı dost ve merhametli olsun. İnsan kendini 'Ben' ve 'Benim'den kurtarmalıdır" diye bağırıyordu.
Dünya hanında herkese yer vardır. Bir tek kişiye bile, nedeni ne olursa olsun, sırt çevirmek boz-yap oyununun en önemli parçasını kaybetme riskine girmek demektir.
Tuttuğumuz kadar kolaylıkla bırakmayı bilmeliyiz, yoksa ellerimizin dolu, zihnimizin boş olduğunu görürüz. Her merhaba bir vedanın başlangıcıysa da, üzülmeye değmez; çünkü her veda başka bir merhabanın başlangıcı olabilir.
"Bizim bir şeyimiz yok gibi görünüyor ama aslında artık hiçbir şeye ihtiyacımız yok. Kendisine bu kadar yakın yaşarsan doğa sana herhangi bir nesneye sahip olmak için bir neden olmadığını söyler. Eşyalar fırtınada parçalanır ve elinden alınırlar."